Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Eylül, 2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ANLAMIN SINIRI

''Balıklara ayı anlatabilir miyiz?'' İnsan vücudu bir makinedir,ve tüm makineler gibi belirli şartlar altında enerji dönüşümü sağlamaktadır.İçten yanmalı motor ile hareket eden bir otomobil su üzerinde gidemediği gibi ard iticili bir jet uçağı denizin altında hareket edemez.Otomobil tekerleklerinin basacağı yoğunlukta bir zemine ihtiyaç duyarken,uçak onu taşıyacak yoğunlukta bir atmosferik alan içinde hareket edebilir.Ayrıca her ikisininde yanmanın gerçekleşmesi için ''oksijene''gereksinimi bulunmaktadır. İnsan vücudu kadar karmaşık bir makinede olsa ''gerekli şartlar''olmadan çalışmasını sürdüremez ve enerji dönüşümü sağlayamaz.İnsan dünya atmosferik alanı içinde,belirli bir yerçekimi etkisi altında ortaya çıkan organik yapılı bir makinedir ve bu şartlar dışında ''çalışmasını'' sürdüremez. Gerekli ekipmanlarla sağlanan şartlar olmadan suyun içinde yaşayamaz,atmosferin dışında varoluşuna devam edemez.Dünya yüzey

DR.JEKYLL & MR.HYDE

''Zarif ve saygın Doktor,Şehvet düşkünü bir canavara karşı'' Kişiliğimiz bir tren gibi düz bir hat üzerinde ilerler,seçimlerimiz ile makasları kendimiz değiştiririz.Farklı yada benzer durumlar karşısında yaptığımız seçimlerimiz arasındaki korelasyon bizim eğilimlerimizi belirler.Elindeki çöpü gerçekleşen 100 durumun 80'ninde yere değilde bir çöp kutusuna atan kişi çevreye karşı duyarlı bir eğilim içindedir.Yada 100 durumun 70'inde doğruyu söyleyen kişi dürüstlüğe eğilimlidir.100/100 bir ideali simgelemekte ve kişinin eğilimini davranışları ile bu ideale ne kadar yakınsadığı belirlemektedir. Bizim ile olan ilişkilerinde doğru söyleme idealine yakınsayan kişi bizim açımızdan ''dürüst'' olarak nitelenmektedir.Aynı şekilde sergilediği davranışlar açısından genel toplumsal değerlere ve bizim yararımıza hareket eden kişi çok faktörlü ''iyi'' idealine yakınsamakta ve ''iyi ' olarak nitelenmektedir.Ancak bu durum ki

DÜŞÜNMEK HASTALIKTIR

''Onu anlamak için bölerken yarattığımız boşlukları doldurmaya çalışıyoruz'' Gerçek bölünmez bir bütündür,mutlak biçimde tek'tir.Gerçek ile karşılaşan bilinç onu bir bütün olarak kavrayamaz.Onu anlayabilmek için parçalara böler,bu bölme esnasında deformasyona bağlı boşluklar oluşur.Evreni algılayabilme ve anlamlandırabilmenin yolu aralarında boşluklar bulunan parçaları bir araya getirerek kavramsal bağlar oluşturmaktır.Bu bağların oluşturulması ve kullanılması düşünme eyleminin ortaya çıkmasını sağlar. Esas olarak düşünmek bilincin kendi yarattığı deformasyonun sonucu oluşan bir tepkime durumundadır.Mısırda Asvan barajının yapımı sırasında Ebu Simel tapınağını oluşturan yekpare kayalar parçalara ayrılarak tapınak bugün bulunduğu yere taşınmıştır. Birşeyi kesmek onu bir arada tutan moleküler bağı koparmaktır,ne kadar az miktarda olursa olsun bu işlem sırasında kesilen ''şey'' madde kaybına uğrayacaktır.Yani birşeyi ikiye böldüğünüzde onu