Ana içeriğe atla

ZUGZWANG





''Tüm olası seçimlerin mutlak biçimde aynı sonucu ortaya çıkaracağı durum''

    Deterministik yada kaotik evren modellerinde,belirli  kuralları olan bir sistem içinde girişilecek her hareketin sonucunun istisnasız bir biçimde aynı olacağı olgusunu tanımlayan kelimedir.

   Satrançta,oyuncuyu ''mat'' olmaktan kurtaracak hamlenin ,hamle yapmamak olduğu durumu tanımlamak için kullanılır.

    İçinde bulunduğumuz ''hal'' içinde seçimler yaparız,bu seçimler dışsal etkenlere bağlı olabildiği gibi içsel etkenlerden de kaynaklanırlar.İnsan bu seçimleri her an yapmaktadır.Limbik sinir sistemi ile kontrol edilen fizyolojik faaliyetleriniz dışında tüm aktiviteleriniz ''seçimlere'' dayanır.Otuduğunuz yerde sağa doğru baktınız,yada sola ve yahut gözlerinizi kapattınız.Başınızı sola doğru çevirdiniz.İçerden gelen televizyon sesine konsantre oldunuz.Her an önemli yada önemsiz tercihler yapmaktasınızdır.Ve bu  seçimlerin hepsi bir sonraki anı ve anları şekillendirmektedir.İşe giderken mevcut birkaç güzergah içinden bir diğerini seçtiniz,bu seçim diğer güzergahı seçtiğinizde gerçekleşecek tüm olasılıkları ortadan kaldırdı.Bir milli piyango bileti destesi içinden tek bir bilet seçtiniz,geri kalan tüm biletlere ait olasılıklar sizin için artık ''imkansız''.

   İşte bu sürekli seçim hali içinde tanımlı bir ütopia halidir ''zugzwang''.Yapılacak birşey yoksa yada yapılabilecek herşey durumu daha kötü hale getirmekten başka bir işe yaramayacaksa ''hiçbir seçim yapmamayı'' seçme halidir.Gerçek hayatta mikro düzeyde olmasada makro düzeyde karşılık bulduğu düşünülebilir.Bir konu üstünde mümkün olan olasılıklar arasında bir karar vermeniz gerekiyor.Siz karar verme iradesini göstermediğiniz taktirde zaman çizğisi sizin kararınızdan bağımsız olarak yoluna devam edecektir ama varlığınızdan bağımsız biçimde değil.Aslında zaman çizğisini etkileyen şey yine sizsiniz .Seçim yapmamakta mevcut olasılıklardan biridir.Kırmızı yada mavi hapın seçilmesi gereken bir durumda ikisinide içmemek ihtimallerden birini oluştursada bu reklamı yapılmayan bir ihtimal olması nedeni algı alanının dışında kalabilmektedir.

  Makro düzeyde ''zugzwang'' olayları akışına bırakmak olarak düşünülebilir,ancak mevcut varlığınızı ortadan kaldıramadığınız için zaman çizgisi üzerindeki etkinizi hiçbir şekilde ortadan kaldıramazsınız.Örnek vermek gerekirse,10 kişilik bir sınıf düşünün ve Ayşe bu sınıfın mensuplarından biri.Sınıf öğretmenleri sınıfını bir geziye götürmeyi planlıyor ve gezi için öğrencilerine iki seçenek sunuyor,herkesten bu iki seçenekten birini seçmesini istiyor.9  kişi seçimini yaparak öğretmenlerine söylüyor.Sadece Ayşe kendisine sunulan 2 seçenekten birini seçmiyor.Ayşe'nin bu tercihinin sınıfın gideceği gezi yerinin seçiminde onun hiçbir etkisinin olmamasına sebep olduğu söylenebilir mi?Ayşenin o sınıfın hiçbir mensubu olmaması ile ayşenin seçim yapmaması aynı olası sonucu ortaya çıkarmakta mıdır?

Gerçek hayatta varoluşunuz ile mümkün olan tüm olasılıklara etki edersiniz,satrançta olduğu gibi yaşamınız sırasında da ''ben bu eli oynamıyorum'' deme şansınız bulunmaz.O eli istisnasız bir biçimde oynarsınız ,bunu yapacağınız seçimlerin zaman çizgisi üzerindeki olası etkileri üzerine yaptığınız rasyonel çıkarımlar çerçevesinde ortaya koyacağınız iradeniz ile yapabileceğiniz gibi,belirli bir akıl yürütmeye dayanmayan rastlantısal bir seçimlede yapabilirsiniz yada hiçbirşey yapmayarak ortaya çıkacak olası durumların sorumluluğunun size ait olmadığı düşüncesi ile ''kendinizce'' hiçbirşey yapmayabilirsiniz

  Tüm bu mevcut haller içinde ''siz'' mevcut varoluş üzerinde aynı derece etki edersiniz.Varoluşunuz meydana gelen çökmeler üzerinde başlı başına bir etki oluşturmaktadır.Sizin bu evrenin bir parçası olmanız evrendeki tüm olasılıkların sizin varoluşunuz çerçevesinde şekillenmesine sebep olmaktadır.Varolduğunuz için mevcut bilgiye etki edersiniz.Bilgi içinde bulunduğunuz evren için mutlaktır,varsayımsal zaman olgumuz içinde geçmiş yada geleceğe yönelik olarak bu asla değişmez.Siz bugün ''varolarak'' geleceği etkilediğiniz gibi geçmişide etkilemektesiniz.Varolmadığınız bir evren modeline en basit şekilde bakarsak,bugün içtiğiniz bir bardak su ''hiç olmadığınız'' bir evren modelinde çok farklı bir yerde olacaktır.Bugun sizin karşıdan karşıya geçmeniz için duran arabada bulunan herkesin geleceğini değiştirdiğinizin farkında mısınız?Şu an aldığınız nefes ile mevcut oksijen karbon döngüsüne etki ediyorsunuz,varolmadığınız bir evrende bu etkinin olası tüm sonuçları ortaya çıkmayacaktı.İlk ortaya çıkışınızdan bugüne kadar temas ettiğiniz her insanın kaderinde belirleyici bir rol oynadınız ve oynamaya devam ediyorsunuz.Sizi dünyaya getiren anneniz babanız tüm akrabalarınız,sizin doğumunuza yardımcı olan doktor,siz olmasanız ya başka bir doğumda olacaktı yada o gün ofisinde oturacaktı.Belki kaza geçireceği bir seyahate çıkacaktı yada sizi doğumunuzla değişen zaman çizgisine çıktığı başka bir seyahatte ölecek.Sizin doğumunuzda olduğu için gitmesi imkansızlaşan bir doğum başka bir doktor tarafından yaptırıldı,dolaylı olarak değişen başka bir zaman çizgisi ve nerdeyse tüm evreni şekillendiren bir varoluş hali.

İçinde bulunduğumuz evrende zungwang diye birşey yok,olası tüm durumlarda seçim yapmanız ve yapmamanız sizin evrene ve olaylara olan etkinizi ortadan kaldırmıyor.İstesenizde istemesenizde seçim yapmak zorundasınız.Bugün herşeyi bırakıp çekip gitmeniz bile bir seçim ve bundan sonra olacak herşeyi yeniden şekillendirecek.Aldığınız her nefes bir sonraki anı yeniden şekillendiriyor.Nefesinizi bir an tutun.Tüm oksijen döngüsünde bir fark yarattınız ciğerleriniz tarafından emilmesi gereken oksijen molekülleri çok farklı yerlere gittiler,evrende yeni bir bilgi hali oluşturdunuz.Sadece nefes alışınızla evrende çok farklı olasılıkların ortaya çıkmasına sebep oluyorsunuz.

Bu evren için önemlimisiniz? hayır. ancak varoluşunuz ile ''eşsizsiniz'' daha önemlisi bilinciniz için tüm varoluşun yegane kaynağısınız.Nefes alırken bile dikkat edin çünkü bir sonraki an o nefese bağlı...










Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Usus,Fructus & Abusus

Tüm ''Ahlak''ın temeli ''MÜLKİYET''      Neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyen kurallar bütünü/ilkeler sistemine ''Ahlak'' adı verilir,Ahlak adı verilen ilkeler sistemi bir kültür yada bir grup tarafından genelleştirilir ve kanunlaştırılır.Ve bu kanunlar aracılığı ile grup üyelerinin davranışları düzenlenmeye çalışılır. Bugün ''Genel Ahlak'' yada ''Toplumsal Ahlak'' adını verdiğimiz sistemlerin tamamı tek bir şey üstüne kuruludur.Mülkiyet hakkı. Mülkiyet,taşınır veya taşınmaz bir eşya üzerinde eşya sahibine kullanma,yararlanma ve tasarruf etme yetkisi veren ve hukuk düzeni sınırları içerisinde kullanılabilen mutlak ve ayni bir haktır,mutlak nitelikte olması nedeni ile herkese karşı ileri sürülebilir.Ve toplumsal ahlak kurallarının çıkış noktasını oluşturur. Topluma göre başkasına ait olan birşeyden izinsiz faydalanmak ''kötü''dür.Başkasına ait olan toplum taraf

DON KİŞOT

Üç kelime ile başlıyoruz:Rutin,heyecan,macera   Rutin,alışılagelen,sıradanlaşan detaylı bir ifade ile belirli sürelerde aynı yada çok benzer biçimde tekrar eden şeyler için kullanılır.Rutin bir ''güven'' ifadesi olmasının yanı sıra,gerçekleşen şeyin beklentiye uygun olarak meydana geldiğini ve meydana geleceğini ifade etme biçimidir. Rutin,''sürekli aynı biçimde tekrar etmesi'' nedeni ile insan üzerinde psikolojik yada fiziksel anlamda bir değişikliğe sebep olmamaktadır.Hayatı boyunca çok fazla uçak görmemiş bir  insan ile havaalanında çalışan kişinin içinde bulunduğu durum gibi,yada kulağına daha önce hiç küpe takmamış biri ile kulağına hergün küpe takan kişinin  durumlarında olduğu gibi. (kulağına ilk kez küpe takan birinde hem fiziksel olarak kulağının delinmesi gerekecek hemde psikolojik olarak daha önce yaşamadığı bir oluş içine girecektir.) Rutin,verdiği bu güven duygusunun yanında,belirli bir sürenin ardından mevcut duruma adaptasyondan

TOPLUMSAL BİLİNÇ PARÇACIĞI

''Bilinciniz sadece size ait değildir'' Özgür irade ilizyonunun conseptlere aktarımı,    Bizler,yani ben olarak tanımladığımız yapıların ''görece bağımsız'' bir biçimde otonom kararlar aldığı fikrine sahibizdir.Düşüncelerimizde özgür olduğumuzu kabul ederiz.Bunu yapabilmemizin en önemli sebebi bilincimizin çok parçalı bir yapıdan oluşmasıdır.Hatta bu çok parçalı yapı zamansal düzlemde çok katmanlı bir hale gelmektedir. Homo sapiens sapiens ''düşündüğünün üstüne düşünebilen insan'',kendi özünden yarattığı şeye çıkıp bakabilme hali.Zihin dev bir kütüphane olarak tasvir edildiğinde  bilinç bu kütüphanede dolaşan bir ziyaretçi olarak düşünülmelidir.Bu sebeple bilinç kütüphaneye her seferinde ''benzer'' ama bir öncekinden farklı bir ziyaretçi olarak girmektedir.Bu durumda bilinç zamansal ve olgusal olarak farklılık göstermekte midir?Bunun ötesinde bu ziyaretçi ziyaretin ardından yok olup gitmekte ve yerini diğer zi