Ana içeriğe atla

TOPLUMSAL BİLİNÇ PARÇACIĞI



''Bilinciniz sadece size ait değildir''


Özgür irade ilizyonunun conseptlere aktarımı,

   Bizler,yani ben olarak tanımladığımız yapıların ''görece bağımsız'' bir biçimde otonom kararlar aldığı fikrine sahibizdir.Düşüncelerimizde özgür olduğumuzu kabul ederiz.Bunu yapabilmemizin en önemli sebebi bilincimizin çok parçalı bir yapıdan oluşmasıdır.Hatta bu çok parçalı yapı zamansal düzlemde çok katmanlı bir hale gelmektedir.

Homo sapiens sapiens ''düşündüğünün üstüne düşünebilen insan'',kendi özünden yarattığı şeye çıkıp bakabilme hali.Zihin dev bir kütüphane olarak tasvir edildiğinde  bilinç bu kütüphanede dolaşan bir ziyaretçi olarak düşünülmelidir.Bu sebeple bilinç kütüphaneye her seferinde ''benzer'' ama bir öncekinden farklı bir ziyaretçi olarak girmektedir.Bu durumda bilinç zamansal ve olgusal olarak farklılık göstermekte midir?Bunun ötesinde bu ziyaretçi ziyaretin ardından yok olup gitmekte ve yerini diğer ziyaretçiye mi bırakmaktadır?

Bilinç yani ''öz benlik'' yada bizim ''ben'' olarak nitelediğimiz kişi bu ziyaretinin ardında yok olmaz,bunun sebebi bizim onu daha sonra deneyimleyebilmemiz yada diğer bir tabirle onu hatırlayabilmemiz/geri çağırabilmemizdir.Biz kütüphaneye giren her bilincin üst üste binmiş ama onlardan farklı bir versiyonunu oluştururuz.Ve bu üst üste binmiş bilinçlerin her birine dışardan bakabiliriz.

 
Size çok yoğun duygular yaşatan bir olay sırasında bilincinizin ne durumda olduğunu hatırlayabilirsiniz,o olay sırasındaki siz ile şimdiki siz aynı kişi yada aynı bilinç değilsinizdir.Bunun birinci sebebi olgusal etkilenmedir.Deneyimlenen olay bilinci bir öncekinden farklı hale getirmiştir.İkinci sebebi zamansal etkilenmedir.Algıladığımız zaman akışına göre olay anındaki bilincimiz o zamanda kalmıştır.Biz canlılık özelliğimiz gereği bilgiyi bir sonraki ana taşırız ancak bu taşıdığımız bilgiyi her seferinde yeni ziyaretçi/yeni bilinç durumumuza göre yorumlarız.

Her katmanı oluşturan bilinç,bir önceki ziyaretçinin sahip olduğu bilgiyi büyük ölçüde kapsamaktadır,ancak o bilincin sahip olduğu bilginin bir bölümü belirli sebepler ile bu kapsamanın dışında kalmaktadır.Bunu iç içe geçmiş matruşka bebekleri gibi düşünebilirsiniz her bebek diğer bebeği içerisine alacak kadar büyüktür,ve her bebek diğer bebeğin içerisine girecek kadar küçük.Her bir bebek kendinden bir önceki bebeği en iyi biçimde kapsar katmanlar arttıkça kaplama alanı genişlerken geride bırakılan katmanlar arasındaki ilişki zayıflar.

Çocukluğunuza ait bir bilinç hali ile yakın zamanda içinde bulunduğunuz bir bilinç halinin şu andaki bilinç durumunuzun üzerindeki etkisi bir birine göre oldukça farklıdır.Çocukluğunuzdaki bilinç durumu çok ufak bir etkiye sahipken yakın dönemdeki bilinç durumunuz daha büyük bir etkiye sahiptir.

İşte bu güncel bilincimizi şekillendiren matruşkaların/katmanların oluşumu esnasında tam olarak bize ait olmayan parçacıklar bu katmanların içine girer ve kendi içlerinde bir bütünlük oluştururlar.Bunlara ''toplumsal bilinç parçacığı''adı verilir.

Bu parçacıklar her bir bilinç katmanımıza yerleşerek bir devamlılık oluştururlar,kişi bunları kendisine ait olgular olarak kabul eder. Tamami ile öğrenilmiş özne kaynaklı olmayan bu olgular kişinin ayrılmaz bir parçası haline gelmiştir.Herhangi bir antropolojik etkenden kaynaklanmayan milliyet kavramı ve onun etkileri bu duruma örnek oluşturabilir.Aidiyet geliştirdiğiniz milliyete ait semboller ve tabular davranışlarınız üzerinde etkin konumdadırlar.Toplumun tümünden kaynaklanan ancak öznenin davranışını şekillendiren bir toplumsal bilinç parçacığı.Bu parçacık kendini ait hissetmenin yanında diğerlerini dışlama etkisinide oluşturur.Aynı şekilde inançlardan oluşan bilinç parçacıklarıda kişinin özneye ait olduğunu düşündüğü bilinç parçacıklarını oluşturur.Bu parçacıklara ait olgular/olaylar/semboller davranışlarınızı şekillendirir.


Bir mezarlığın yanından geçmeniz gerektiğinde -öte dünya inancına sahip- bir toplumun  üyesi iseniz kendinizi tehdit altında hissedersiniz,çünkü bilinç katmanlarınız arasına yerleşen parçacık size ölümün bir son olmadığını söyler,bu sebeple tam olarak varlıkları son bulmayan ölü bedenleri ve onların gömülü olduğu bölgeleri tehlikeli olarak görürsünüz.Bedenden bağımsız -ruh kavramı- bu tehdit kabulünün temelinde yatar.Hayatınız boyunca bir ölünün saldırısına uğramamanıza çevrenizden herhangi birinin bunu yaşamamasına hatta bugüne kadar bir ölünün yada bedensiz bir varlığın zarar verdiği hiç kimse olmamasına rağmen korkmaya ve tehdit altında olduğunuzu hissetmeye devam edersiniz ve bu korku özneden kaynaklıdır.

Deneyimlenmemiş ve size ait olmayan bir bilinç durumu nasıl bu kadar etkili olabilir?Bunun sebebi en baştaki katmanlardan itibaren içinde bulunduğunuz toplumdan gelip yerleşen bilgidir.Kütüphaneye gerçekleşen her ziyarette bu bilgi pekişir.Katmanlar üst üste bindikçe bilginin kaynağı belirsizleşir.Bazen duyduğunuz bir hikaye,uydurma bir anekdot,izlediğiniz bir film.Her ziyarette bellirli bir bilginin kaybolduğunu ve bir önceki katmanın kapsanması sırasında ona ait bilginin bir bölümünün kaybolduğunu söylemiştik.İşte bu kaynak belirsizliği bu bilgi kaybı ile ortaya çıkar.Sahip olduğunuz bilgin kökü kaybolmuş ancak gövdesi matruşkanızın bir bölümünü oluşturmaya devam etmektedir.Özneye göre bilincin bir parçası olan bu bilgi aslında içinde yaşanılan topluma aittir.

İki futbol takımından biri sizin aidiyet beslediğiniz topluma ait ise onun kazanmasını istersiniz,sizin aidiyet beslediğiniz toplum ile ilgili her şeyi diğerlerine ait olduğunu düşündüklerinize göre güzel/iyi kabul edersiniz.

Bu toplumsal bilinç parçacıkları özne içinde özneden kaynaklanmayan yapılar oluşturmalarının yanında öznelerin davranış biçimlerini şekillendirerek toplumsal davranışı ve toplumsal aidiyeti oluştururlar.Yani sizin bir topluma duyduğunuz aidiyet o toplumun varoluş sebebidir.Kişi hayatının  bir döneminde bilinç katmanlarının üst üste binmesi ile ''ingiliz'' olduğunu düşünmeye başlar.Ve kendisini ingiliz olarak kabul eder.Bu kabul zorla/dayatma ile sağlanmış bir kabul değildir. İçide yaşadığı toplumdan aldığı bilgiler ile oluşturduğu bilinç katmanlarının üst üste binmesi ile kişi -kendisinin ingiliz olduğu kabulune ulaşır-sonuçta bu kişi kendisini özgür iradesi ile ''ingiliz'' olarak kabul etmekte ve bu gerçekliğe göre davranış geliştirmektedir.Bu kişinin ve onun gibi diğer kişilerin kabulü ile de ''ingiliz toplumu'' oluşmaktadır.İngiliz toplumu bir varlıktır.Varlık olmanın en temel ögesine sahiptir.Bilgi oluşturur,etkileşime girer karşısına çıkan sorunlar için çözümler geliştirir mevcut çözümler üzerinde değişiklikler yapar.

Bu bilinçli ama bedensiz varlığın bilinci tam olarak hiçbir yerde değildir.Toplumu oluşturan her üyenin bilinci içinde üyenin bilincinden bağımsız ama özdeşik olarak bulunan toplumsal bilinç parçacıklarının ortak tepkimesi sonucu oluşur.İngiliz milli takımı gol attığında tüm ingilizler?sevinir.Bunun sebebi kendilerinin ingiliz olduğunu düşünmeleridir.Ancak kendilerini ait olarak düşündükleri ''ingiliz toplumunu'' yaratan şey onların bu düşünceleridir.Varsayımsal bir varlık bilinci olan bir varlığa toplumsal bilinç parçacıkları sayesinde evrilir.

Bu durumu bilgisayar işlemcinizin bir bölümünde çalışan blockchain olarak düşünebilirsiniz. Blokchain işlemcinizin bir bölümünü kullanarak mevcut zincirin devamını sağlar,herhangi  bir merkezi yada kaynağı olmayan devasa bir yapı.İşte toplumsal bilinç parçacıkları da size ait bilincin bir bölümünü kullanan ve sizinde kısmen parçası  olduğunuz devasa varlıkları oluştururlar.Bu devasa varlıklar sizden bağımsız karar alma ve uygulama yetilerine sahiptirler.Sorunlar karşısından belirli bir stratejiye uygun çözümler geliştirirler.Ve bunu varlıklarının kaynağını oluşturan üyelerden bağımsız olarak gerçekleştirirler.

İnsan öznel  olarak bilgiyi alır ve kendine ulaşan bilgiye karşılık bir tepkime geliştirir.Her bilgi girişi bilincin yapısında değişikliğe sebep olur.Her bilgi girişi sonucu benzer ancak farklı tepkimeler ortaya çıkar.Toplumsal bilinç parçacığı bu işlemcinin içerisine yerleşen ve işlemcilerin oluşturduğu bulut sayesinde varlık kazanan bir üst yazılım olarak düşünülebilir.Bu varlığın parçacı olan her üye tıpkı bir blok zincirinin parçası gibi varlığın varolmasını sağlayan işlemin bir bölümünü kendi bilinci içinde yapar.Tüm üyelerin bunu tekrarlaması ile kendi bilinci olan bu ''varlık'' ortaya çıkar.

Kişi katman oluşumuna etki eden bilgi girişlerinin durumuna göre bu parçacıkların oluşturukları varlıklara ev sahipliği yapar,her ne kadar bilincinin tümüyle kendisine ait ve özel bir yer olduğunu düşünsede farkında olarak yada olmayarak kendi dışında bilinçlerin bilincinin bir bölümünü onlara tahsis ederek varolmalarını sağlar.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Usus,Fructus & Abusus

Tüm ''Ahlak''ın temeli ''MÜLKİYET''      Neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyen kurallar bütünü/ilkeler sistemine ''Ahlak'' adı verilir,Ahlak adı verilen ilkeler sistemi bir kültür yada bir grup tarafından genelleştirilir ve kanunlaştırılır.Ve bu kanunlar aracılığı ile grup üyelerinin davranışları düzenlenmeye çalışılır. Bugün ''Genel Ahlak'' yada ''Toplumsal Ahlak'' adını verdiğimiz sistemlerin tamamı tek bir şey üstüne kuruludur.Mülkiyet hakkı. Mülkiyet,taşınır veya taşınmaz bir eşya üzerinde eşya sahibine kullanma,yararlanma ve tasarruf etme yetkisi veren ve hukuk düzeni sınırları içerisinde kullanılabilen mutlak ve ayni bir haktır,mutlak nitelikte olması nedeni ile herkese karşı ileri sürülebilir.Ve toplumsal ahlak kurallarının çıkış noktasını oluşturur. Topluma göre başkasına ait olan birşeyden izinsiz faydalanmak ''kötü''dür.Başkasına ait olan toplum taraf

DON KİŞOT

Üç kelime ile başlıyoruz:Rutin,heyecan,macera   Rutin,alışılagelen,sıradanlaşan detaylı bir ifade ile belirli sürelerde aynı yada çok benzer biçimde tekrar eden şeyler için kullanılır.Rutin bir ''güven'' ifadesi olmasının yanı sıra,gerçekleşen şeyin beklentiye uygun olarak meydana geldiğini ve meydana geleceğini ifade etme biçimidir. Rutin,''sürekli aynı biçimde tekrar etmesi'' nedeni ile insan üzerinde psikolojik yada fiziksel anlamda bir değişikliğe sebep olmamaktadır.Hayatı boyunca çok fazla uçak görmemiş bir  insan ile havaalanında çalışan kişinin içinde bulunduğu durum gibi,yada kulağına daha önce hiç küpe takmamış biri ile kulağına hergün küpe takan kişinin  durumlarında olduğu gibi. (kulağına ilk kez küpe takan birinde hem fiziksel olarak kulağının delinmesi gerekecek hemde psikolojik olarak daha önce yaşamadığı bir oluş içine girecektir.) Rutin,verdiği bu güven duygusunun yanında,belirli bir sürenin ardından mevcut duruma adaptasyondan