Ana içeriğe atla

DOĞRU

''Düşünmek bir yetenekten değil eksiklikten kaynaklıdır.''




Doğru,gerçek ile bilinç arasındaki bağdır.Gerçek ise tözün kendisidir.İnsan bilinci tözün değil tözü kavrayan anlamın bilgisine sahip olabilir.İnsan için doğru, tözü kavrayan anlam ile bilinci arasında kurulan bağı tanımlar.Tözü kavrayan anlam her insan için farklıdır.Anlamı bilinç ile buluşturan bağda farklıdır.

İnsanların üzerinde anlaştığı konu ''doğru''nun kendisi değil,tözü kavrayan anlamlar arasındaki benzerliktir.

''Ağacın yaprakları yeşildir.''önermesi ''doğru'' olarak kabul edilir.Ancak burada bahsedilen yeşil bir olayı değil bir olguyu tanımlar.Yeşil için tanımlanan tüm tonları içine alır.Ayrıca önerme birkaç varsayımı birden içerir,sonbahar mevsiminde bir çınar ağcının yapraklarının yeşil olması mümkün değildir.Ağaç varsayımsaldır,yaprak varsayımsaldır,renk varsayımsaldır.Genel bir ağaç olgusuna eşlenik yaprak olgusu ve bu yaprakların varsayımsal renklerinden bahsedilmektedir.Ama bu ''önerme'' doğrudur.Çünkü töz ile değil tözü kavrayan anlam ile bilinci bağlayabilmektedir.

Önermenin sınırları daraltıldığında ''Çam ağcının yaprakları kışın koyu yeşildir.'' önerme yine doğrudur,ancak çamda yaprakta yeşilde varsayımsallığını korumaktadır.

Anlam kişi ile özdeşiktir ve özneldir.Anlamların benzerliği sayesinde geliştirilen dil iletişimi sağlar.Kişinin sahip olduğu anlamlar ağını karşı tarafa aktarmasına yardımcı olur.Ancak bu aktarım anlamların benzeşikliği kadardır.

Anlamlar arası benzeşiklik kavramları/conseptleri oluşturur.İnsanlar tözden gelen bilgiyi alırlar,bunları sahip oldukları  bilişsel sistemdeki veri tabanında işlerler ve kendileri için anlamlı hale getirirler,bu kendileri için anlamlı bilgiyi sahip oldukları dildeki benzeşiklikler ile oluşmuş kavramları/concepleri kullanarak dışarıya aktarırlar.

Bilgi bu çevrim esnasında başkalaşır;bu başkalaşma gerçeklikte boşluklara neden olur,gerçeklikte oluşan bu boşluklar felsefenin ortaya çıkmasına sebep olmuştur.Gerçeği tam olarak anlayamadığımız için üzerine düşünürüz.Düşünmek bir yetenekten değil eksiklikten kaynaklıdır.Anlamamanın verdiği eksikliğimizi düşünerek kapatmaya çalışırız.







Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Usus,Fructus & Abusus

Tüm ''Ahlak''ın temeli ''MÜLKİYET''      Neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyen kurallar bütünü/ilkeler sistemine ''Ahlak'' adı verilir,Ahlak adı verilen ilkeler sistemi bir kültür yada bir grup tarafından genelleştirilir ve kanunlaştırılır.Ve bu kanunlar aracılığı ile grup üyelerinin davranışları düzenlenmeye çalışılır. Bugün ''Genel Ahlak'' yada ''Toplumsal Ahlak'' adını verdiğimiz sistemlerin tamamı tek bir şey üstüne kuruludur.Mülkiyet hakkı. Mülkiyet,taşınır veya taşınmaz bir eşya üzerinde eşya sahibine kullanma,yararlanma ve tasarruf etme yetkisi veren ve hukuk düzeni sınırları içerisinde kullanılabilen mutlak ve ayni bir haktır,mutlak nitelikte olması nedeni ile herkese karşı ileri sürülebilir.Ve toplumsal ahlak kurallarının çıkış noktasını oluşturur. Topluma göre başkasına ait olan birşeyden izinsiz faydalanmak ''kötü''dür.Başkasına ait olan toplum taraf

DON KİŞOT

Üç kelime ile başlıyoruz:Rutin,heyecan,macera   Rutin,alışılagelen,sıradanlaşan detaylı bir ifade ile belirli sürelerde aynı yada çok benzer biçimde tekrar eden şeyler için kullanılır.Rutin bir ''güven'' ifadesi olmasının yanı sıra,gerçekleşen şeyin beklentiye uygun olarak meydana geldiğini ve meydana geleceğini ifade etme biçimidir. Rutin,''sürekli aynı biçimde tekrar etmesi'' nedeni ile insan üzerinde psikolojik yada fiziksel anlamda bir değişikliğe sebep olmamaktadır.Hayatı boyunca çok fazla uçak görmemiş bir  insan ile havaalanında çalışan kişinin içinde bulunduğu durum gibi,yada kulağına daha önce hiç küpe takmamış biri ile kulağına hergün küpe takan kişinin  durumlarında olduğu gibi. (kulağına ilk kez küpe takan birinde hem fiziksel olarak kulağının delinmesi gerekecek hemde psikolojik olarak daha önce yaşamadığı bir oluş içine girecektir.) Rutin,verdiği bu güven duygusunun yanında,belirli bir sürenin ardından mevcut duruma adaptasyondan

TOPLUMSAL BİLİNÇ PARÇACIĞI

''Bilinciniz sadece size ait değildir'' Özgür irade ilizyonunun conseptlere aktarımı,    Bizler,yani ben olarak tanımladığımız yapıların ''görece bağımsız'' bir biçimde otonom kararlar aldığı fikrine sahibizdir.Düşüncelerimizde özgür olduğumuzu kabul ederiz.Bunu yapabilmemizin en önemli sebebi bilincimizin çok parçalı bir yapıdan oluşmasıdır.Hatta bu çok parçalı yapı zamansal düzlemde çok katmanlı bir hale gelmektedir. Homo sapiens sapiens ''düşündüğünün üstüne düşünebilen insan'',kendi özünden yarattığı şeye çıkıp bakabilme hali.Zihin dev bir kütüphane olarak tasvir edildiğinde  bilinç bu kütüphanede dolaşan bir ziyaretçi olarak düşünülmelidir.Bu sebeple bilinç kütüphaneye her seferinde ''benzer'' ama bir öncekinden farklı bir ziyaretçi olarak girmektedir.Bu durumda bilinç zamansal ve olgusal olarak farklılık göstermekte midir?Bunun ötesinde bu ziyaretçi ziyaretin ardından yok olup gitmekte ve yerini diğer zi