Ana içeriğe atla

MATRYOSHKA






''Dev bir kütüphanede çalıştığınız hayal edin,göreviniz gelen kitapları konrol ederek kütüphanede en uygun yerlere yerleştirmek ve bir kitap lazım olduğunda onu bulup getirmek.''


Bilincimiz tıpkı bu kütüphaneci gibidir.Bilgi bize ulaştığında onu olması gereken yere koymak için sınıflandırırız.Kütüphaneci yeni gelen kitabı/bilgiyi alarak kütüphanesine girer eğer bilgi mevcut yapıya uygunsa her hangi bir değişiklik yapmadan en uygun rafa yerleştirir.Kütüphaneden çıktığı an kütüphane artık eski girdiği kütüphane değildir.Ayrıca kendiside eski kütüphaneci değildir.Yeni bir kitap ile kütüphane eskisinden farklı hale gelmiştir.Kütüphanecide yeni kitabın bilgisi ile hem eski kütüphanecinin bilgisine sahip hemde ondan bir fazla sayıda kitabın yerini bilen yeni bir kütüphaneci haline gelmiştir.

Yeni gelen kitap eskilere uyumlu değilse rafları yeniden düzenlemek gerekir,ancak bu kimi zaman ilk gelen kitap ile olmaz çünkü rafları düzenlemek oldukça meşakatli bir iştir bunun yerine kütüphaneci kitapları olabilecek en uygun yerlere koymaya çalışır,ancak bir süre sonra bu tam olarak yerinde bulunmayan kitaplar karışıklıklara neden olur ve kütüphaneci rafları hatta bölümleri yeniden düzenler.

Küçük yada büyük her değişiklik yeni bir kütüphaneci yaratır,ancak her yen  kütüphaneci eski kütüphanecinin bildiği bazı kitapların  yerini zamanla unutur bunun sebebi o kitaplara uzun süre hiç dokunulmamasıdır.Gemişte okunmuş ve yerine konulmuş artık gerek duyulmayan kitaplar olarak düşünülebilir bunlar.


Bu bilincimizi temsil eden kütüphaneci her yeni kitapta yeni  bir kişiye dönüşür eskisinin bildiğinden bir fazlasını ve bir azını bilen.

Rusların ünlü oyuncağı matruşka bebekler yaptığınızı düşünün ilk matruşka o kadar küçüktür ki istediğiniz figürü tam olarak oluşturamazsınız gözler,ağız,burun eller kollar tam istediğiniz gibi olmaz,bir sonraki matruşka ilk yaptığınızı içerisine alacağı için dışını onu içerisine alacak kadar büyük yaparsınız ancak içini ilk matruşkayı içerisine alabilmesi içinde oyarak boşaltırsınız.İlkini içine alacak kadar büyük ama ona yer açacak kadar içi boş bir bebeğiniz olur.Bu bebekte hatlar biraz daha netleşmiştir.Ve her yeni bebeği bu kurala uygun olarak yapmaya devam edersiniz.Bir öncekini kapsayacak kadar büyük ancak onun bilgisine yer açacak kadar içi boş.Bebek sayısı arttıkça bebekte içerisindeki boşlukta büyümektedir.Küçücük gözlerden devasa gözlere ulaşırsınız artık detaylar daha belirgindir.İşte bizim dev kütüphanecimizde bu matrşkalar gibidir.Her seferinde daha çok şey bilerek bir önceki kütüphaneciden büyüktür.Ama bir önceki kütüphaneciye içinde yer açmak için sahip olduğu bilginin bir bölümünden fedakarlık etmek zorundadır.

En büyün maturşka en son kütüphaneciyi oluşturur,tüm kütüphaneciler katman katman onun içindedir.Ama her katmanla ilk kütüphaneciye olan benzerliğini kaybetmeye başlamıştır.Çok fazla şey bilirken kapsayamayacağı bilginin bir bölümünden geçmişi içinde saklayabilmek için vazgeçmiştir.

Bilincimiz işte bu matruşkalar gibi her biri bir öncekine benzeyen ama aynı olmayan katmanlardan oluşuyor en üst katman ilk bebekten birşeyler taşısada her büyüme ile bir öncekinden farklılaşıyor.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Usus,Fructus & Abusus

Tüm ''Ahlak''ın temeli ''MÜLKİYET''      Neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyen kurallar bütünü/ilkeler sistemine ''Ahlak'' adı verilir,Ahlak adı verilen ilkeler sistemi bir kültür yada bir grup tarafından genelleştirilir ve kanunlaştırılır.Ve bu kanunlar aracılığı ile grup üyelerinin davranışları düzenlenmeye çalışılır. Bugün ''Genel Ahlak'' yada ''Toplumsal Ahlak'' adını verdiğimiz sistemlerin tamamı tek bir şey üstüne kuruludur.Mülkiyet hakkı. Mülkiyet,taşınır veya taşınmaz bir eşya üzerinde eşya sahibine kullanma,yararlanma ve tasarruf etme yetkisi veren ve hukuk düzeni sınırları içerisinde kullanılabilen mutlak ve ayni bir haktır,mutlak nitelikte olması nedeni ile herkese karşı ileri sürülebilir.Ve toplumsal ahlak kurallarının çıkış noktasını oluşturur. Topluma göre başkasına ait olan birşeyden izinsiz faydalanmak ''kötü''dür.Başkasına ait olan toplum taraf

DON KİŞOT

Üç kelime ile başlıyoruz:Rutin,heyecan,macera   Rutin,alışılagelen,sıradanlaşan detaylı bir ifade ile belirli sürelerde aynı yada çok benzer biçimde tekrar eden şeyler için kullanılır.Rutin bir ''güven'' ifadesi olmasının yanı sıra,gerçekleşen şeyin beklentiye uygun olarak meydana geldiğini ve meydana geleceğini ifade etme biçimidir. Rutin,''sürekli aynı biçimde tekrar etmesi'' nedeni ile insan üzerinde psikolojik yada fiziksel anlamda bir değişikliğe sebep olmamaktadır.Hayatı boyunca çok fazla uçak görmemiş bir  insan ile havaalanında çalışan kişinin içinde bulunduğu durum gibi,yada kulağına daha önce hiç küpe takmamış biri ile kulağına hergün küpe takan kişinin  durumlarında olduğu gibi. (kulağına ilk kez küpe takan birinde hem fiziksel olarak kulağının delinmesi gerekecek hemde psikolojik olarak daha önce yaşamadığı bir oluş içine girecektir.) Rutin,verdiği bu güven duygusunun yanında,belirli bir sürenin ardından mevcut duruma adaptasyondan

TOPLUMSAL BİLİNÇ PARÇACIĞI

''Bilinciniz sadece size ait değildir'' Özgür irade ilizyonunun conseptlere aktarımı,    Bizler,yani ben olarak tanımladığımız yapıların ''görece bağımsız'' bir biçimde otonom kararlar aldığı fikrine sahibizdir.Düşüncelerimizde özgür olduğumuzu kabul ederiz.Bunu yapabilmemizin en önemli sebebi bilincimizin çok parçalı bir yapıdan oluşmasıdır.Hatta bu çok parçalı yapı zamansal düzlemde çok katmanlı bir hale gelmektedir. Homo sapiens sapiens ''düşündüğünün üstüne düşünebilen insan'',kendi özünden yarattığı şeye çıkıp bakabilme hali.Zihin dev bir kütüphane olarak tasvir edildiğinde  bilinç bu kütüphanede dolaşan bir ziyaretçi olarak düşünülmelidir.Bu sebeple bilinç kütüphaneye her seferinde ''benzer'' ama bir öncekinden farklı bir ziyaretçi olarak girmektedir.Bu durumda bilinç zamansal ve olgusal olarak farklılık göstermekte midir?Bunun ötesinde bu ziyaretçi ziyaretin ardından yok olup gitmekte ve yerini diğer zi