Ana içeriğe atla

BİLGİ





Töz;mutlak gerçeklik yada daha doğru bir tanımla ''mutlak gerçeklik ideali''



    Bilgi,özne(ben) ile suje(benim dışımdaki herşey) arasındaki etkileşim olarak tanımlanır.Bu etkileşime bilgi aktı adı verilir.(Etkileşim enerjinin akışı sonucu maddede gerçekleşen değişimler olarak ortaya çıkar)Öznenin algı sınırı içinde gerçekleşen şeyler varoluşu meydana getirir,öznenin algı sınırı dışında bir ''gerçeklikten'' bahsedilemez.

Anlamın Sınırı

İşte Wittgenstein'in bahsettiği üzerine konuşulmaması gereken şeyler bu algı sınırının ötesinde bulunur.Ancak bu algı sınırı insanın sahip olduğu fiziksel sınırlar yanında bilişsel özellikleri ile de belirlenir.Matematik tam burada bu algı sınırını fiziksel sınırlandırmaların ötesine taşır.Akademianın kapısında ''geometri bilmeyen giremez'' belki tam da bu sebepten dolayı yazılmıştır.Bugün dünyanın yuvarlak olduğunu hepimiz, yani büyük bir bölümümüz biliyoruz.Ben öznesi ile dünya sujesi arasındaki etkileşimin sonucu ortaya dünyanın yuvarlak olduğu bilgisine ulaşılabiliyor.Yani ortada ham bilginin ötesinde,ham verilerin işlenmesi ve bir ''ağ'' elde edilmesi ile ulaşılabilecek ''çıkarımsal bir bilgi'' var.Bugün biz dünyanın yuvarlak olduğu bilgisini hazır olarak elde ediyoruz yani paketlenmiş bir bilgiyi bilişsel sistemimize dahil ederek kullanıyoruz.

Bu basit örneklemenin ışığında diye biliriz ki insan için bilginin mutlak sınırı ''ALGI''dır,ancak burada algı sınırını belirleyen iki ölçü var birincisi fiziksel yetenekler ikincisi bilişsel yetenekler.Gözleri görmeyen birinin fiziksel yeteneklerinde bir eksiklik oluşuyor ancak normal bir insan içinde görmede ihtiyaç duyulan ışık ,gözün teknik yapısı ile ulaşılabilecek kapasite,boyut ve hareket ile ilgili sınırlar mevcut.Bilişsel sınırı sahip olunan bilgi ve bunu işleme yeteneği oluşturuyor.Yani fiziksel yetenekler ile elde edilebilen bilginin depolanmasının ötesinde bu bilginin işlenerek yorumlanması ve yeni çıkarımlara ulaşabilme yeteneği gerekiyor.İşte bu noktada ikinci bir sınır bulnuyor;ANLAMA

Anlama, basit bir ifade ile elde edilen bilgiyi mevcut olan bir bilgi ağına dahil etme yada yeni bir bilgi ağı oluşturmadır.Algısal sınırlar ile elde ettiğimiz bir bilgiyi sahip olduğumuz bilgi ağına dahil edemiyorsak bu bilgi bizim anlam sınırımızın dışındadir.Bilginin sahip olduğumuz ağ/ağlara eklenememesinin sebebi bizim sahip olduğumuz ağ sisteminin dışında bir özne-suje etkileşimi ile oluşmasından kaynaklıdır.Örneğin sıradan bir insan için ''atomların elektron sayıları'' bilgisi bir anlam ifade etmez,kullanışsızdır.Çünkü geçmişten bugüne oluşturduğu bilgi ağlarında onu ekleyebilecek bir yer bulamaz,aynı şekilde Windhoek'in nüfusuna dair bilgininde normal bir insanın bilgi ağı sisteminde yer bulması mümkün olmaz.Çünkü bir şeyi anlamlandırabilmemiz için geçmişten bu güne oluşturduğumuz bilgi ağlarına uyumlu/onunla en az bir noktadan ilişkilendirilebilir olması gereklidir.Gün içinde pek çok insan ile karşılaşırız,pek çok yüz görür pek çok isim duyarız,ancak bunların çok küçük bir bölümü anlam sınırımızı aşarak mevcut ağlarımıza eklenme imkanı bulur.Bu noktada 3. bir sınır ortaya çıkar ODAKLANMA/SEÇME SINIRI

Odaklanma dediğimiz şey farkında olma sınırımız ve bilginin elde edildiği zaman ile ilgilidir.İnsan biyolojik ve bilişsel altyapısı gereği bilginin oluştuğu etkileşimi sürecini belirli bir süre ve belirli sınırlar içinde sürdürebilir.Yolda yürürken,kitap okurken,bir arkadaşınızı yada dersi dinlerken çevreden size ulaşan bilgilerin belirli bir bölümünü anlamlandırır bunların çok az bir kısmına odaklanabilirsiniz.Odak belirli bir yerde sabit değil sürekli hareket halindedir.Bir yere bakarken bir şeyi dinlerken yada düşünürken bunu fark edebilirsiniz.

İnsan olarak bu üç sınır içerisinde veri madenciliği yaparız.
Algı
Anlam
Odak

Bu madencilikten sadece ''HAM'' halde veri elde edilebilir.Örneğin kitap okuduğunuzda açık renk zemin üzerinde koyu renk noktacıklar/pikseller görürsünüz aslında.Siyah noktacıklar olarak özneye ulaşan veriler birleştirilerek ''leke''nin bilgisine ulaşılır.Sonra bu lekeyi daha önceki deneyimleriniz ile oluşturduğunuz bilgi ağına götürdüğünüzde harfin bilgisine ulaşırsınız.Yanyana gelen harflerin bilgisi ile kelimeye kelimeden cümleye cümleden anlama.Ancak burada ulaşılan bilgilerin tamamı özneler için farklılık gösterir.Yani benim için ''A'' harfi ile başka bir özne için ''A'' harfi bilgi ağlarının mutlak farklılığından dolayı bir farklılık gösterecektir.Burada dilin çalışmasını sağlayan şey kalıplaştırılmış simgesel yapıdır.Yani ''Ördek'' dediğimde ben kendi imgemi simgeleştiririm kalıpsal simge, imgeler arasında ortaklık bağlantısı kurar;aynılık değil.Bu ortak bağlantılar kesişim kümeleri oluşturarak dilin yani verinin taşınacağı kanalın işlemesini sağlar.

Data/Veri

Ham olarak elde edilen veri,özne tarafından işlenerek bilgi'ye dönüştürülür.

Bu veri dönüşümü ile 3 temel bilgi elde edilir.

Doğrudan
Varsayımsal
Paketlenmiş

Doğrudan bilgi özne ile nesne arasında -doğal aracılar hariç herhangi bir aracı bulunmaksızın gerçekleşen etkileşim sonucu elde edilen veriler üzerinden sağlanan bilgidir.

Varsayımsal bilgi,özenin suje ile doğrudan ilişki kurmadan daha önceki bilgi ağlarını kullanarak oluşturduğu çıkarımsal verilerden sağlanan bilgidir.

Paketlenmiş bilgi,öznenin daha önce başka bir özne tarafından elde edilmiş ve ağ içindeki yeri belirlenmiş bir bilgiyi veri olarak kabul ederek elde ettiği bilgidir.


Dışarda gerçekleşen ve öznenin odağı içine giren her türlü etkileşim veridir,özne bu veri grupları için mevcut bilgi ağı içinde bir yer belirlediği an bu veriler bilgiye dönüşür.Bu sebeple bilgi sabit değildir.Veri parçacıklarının kendi aralarındaki kombinasyonundan oluşan bilgi,ağ içinde oluşacak yeni bir bağlatı ile farklı bir veri kombinasyonuna dönüşebilir.Bilgi ağına eklenen her bilgi ağın geneli ile etkileşir.Bu etkileşimin derecesi öznenin tanımlanmasının/anlamlandırımının değişimine sebep olur.

Çünkü özne veri grubunu anlamlandırmak için bilgi ağını referans alır,her eklenen yeni bilgi bilgi ağında yeni bağlantılar oluşmasını sağlar.Buna göre;

CONTEXT;Anlamın yapısı

1.zaman (x1x2x3x4x5 verisi) (CRTWY ağı)na eklendiğinde (X) bilgisi elde edilir ve; (CRTWYX ağı) oluşur.

Bu oluşumdan sonra özne (CRTWY)den (CRTWYX)'e dönüşmüştür.Bundan sonraki veriye referansı bu yeni ağ oluşumu verecektir.Birebir aynı veri girişi gerçekleştiğinde bile elde edilecek çıkarımsal bilgi farklılık arz edecektir.

2D;Anlamın Manüplasyonu



















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Usus,Fructus & Abusus

Tüm ''Ahlak''ın temeli ''MÜLKİYET''      Neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyen kurallar bütünü/ilkeler sistemine ''Ahlak'' adı verilir,Ahlak adı verilen ilkeler sistemi bir kültür yada bir grup tarafından genelleştirilir ve kanunlaştırılır.Ve bu kanunlar aracılığı ile grup üyelerinin davranışları düzenlenmeye çalışılır. Bugün ''Genel Ahlak'' yada ''Toplumsal Ahlak'' adını verdiğimiz sistemlerin tamamı tek bir şey üstüne kuruludur.Mülkiyet hakkı. Mülkiyet,taşınır veya taşınmaz bir eşya üzerinde eşya sahibine kullanma,yararlanma ve tasarruf etme yetkisi veren ve hukuk düzeni sınırları içerisinde kullanılabilen mutlak ve ayni bir haktır,mutlak nitelikte olması nedeni ile herkese karşı ileri sürülebilir.Ve toplumsal ahlak kurallarının çıkış noktasını oluşturur. Topluma göre başkasına ait olan birşeyden izinsiz faydalanmak ''kötü''dür.Başkasına ait olan toplum taraf

DON KİŞOT

Üç kelime ile başlıyoruz:Rutin,heyecan,macera   Rutin,alışılagelen,sıradanlaşan detaylı bir ifade ile belirli sürelerde aynı yada çok benzer biçimde tekrar eden şeyler için kullanılır.Rutin bir ''güven'' ifadesi olmasının yanı sıra,gerçekleşen şeyin beklentiye uygun olarak meydana geldiğini ve meydana geleceğini ifade etme biçimidir. Rutin,''sürekli aynı biçimde tekrar etmesi'' nedeni ile insan üzerinde psikolojik yada fiziksel anlamda bir değişikliğe sebep olmamaktadır.Hayatı boyunca çok fazla uçak görmemiş bir  insan ile havaalanında çalışan kişinin içinde bulunduğu durum gibi,yada kulağına daha önce hiç küpe takmamış biri ile kulağına hergün küpe takan kişinin  durumlarında olduğu gibi. (kulağına ilk kez küpe takan birinde hem fiziksel olarak kulağının delinmesi gerekecek hemde psikolojik olarak daha önce yaşamadığı bir oluş içine girecektir.) Rutin,verdiği bu güven duygusunun yanında,belirli bir sürenin ardından mevcut duruma adaptasyondan

TOPLUMSAL BİLİNÇ PARÇACIĞI

''Bilinciniz sadece size ait değildir'' Özgür irade ilizyonunun conseptlere aktarımı,    Bizler,yani ben olarak tanımladığımız yapıların ''görece bağımsız'' bir biçimde otonom kararlar aldığı fikrine sahibizdir.Düşüncelerimizde özgür olduğumuzu kabul ederiz.Bunu yapabilmemizin en önemli sebebi bilincimizin çok parçalı bir yapıdan oluşmasıdır.Hatta bu çok parçalı yapı zamansal düzlemde çok katmanlı bir hale gelmektedir. Homo sapiens sapiens ''düşündüğünün üstüne düşünebilen insan'',kendi özünden yarattığı şeye çıkıp bakabilme hali.Zihin dev bir kütüphane olarak tasvir edildiğinde  bilinç bu kütüphanede dolaşan bir ziyaretçi olarak düşünülmelidir.Bu sebeple bilinç kütüphaneye her seferinde ''benzer'' ama bir öncekinden farklı bir ziyaretçi olarak girmektedir.Bu durumda bilinç zamansal ve olgusal olarak farklılık göstermekte midir?Bunun ötesinde bu ziyaretçi ziyaretin ardından yok olup gitmekte ve yerini diğer zi