Ana içeriğe atla

VARIM

''Düşünüyorum öyle ise varım'' Rene DESCARTES

''Varım,çünkü biz varız,biz varız öyle ise ben varım'' Jhon MBİTİ






Varoluşunuzu kişisel bir kanaatin ötesine taşıyan şey nedir? ''Ben'' olarak nitelenen şey ile ''Biz'' olarak nitelenen şey aynı mi?

Yukarıda bulunan iki görüşün sahipleri Decartes'te ve Mbitimi tamami ile haklıydı varoluş tam olarak iki taraflıdır.İçe doğru ve dışa doğru...

''Ben'' olarak nitelediğiniz varlık herşeyin merkezinde bulunur,onu yaratan şey diğer varlıklardan bağımsız olmasa da onun yorumu tamami ile eşsizdir ama bu esşiz yorum asla vazgeçilmez değildir.Örneksizlik yada eşsizlik parmak izi gibi düşünülebilir.Hepsi birbirine benzese de tıptıp aynısını bulmak imkansızdır.İşte insanın içe doğru varoluşuda parmak izi gibi bir örneksizdir.

    Dışa doğru varoluş ise içe doğru varoluştan bira daha karmaşıktır.''Biz'' dediğimiz şeyin bir parçası olmak aynılığa varan bir ''benzeşiklik'' gerektirir.Hatta bunun da ötesinde ''aynı gibi olmaya çalışma'' hali içerir.Aynı olmaya çalışmak için harcanan efor bir farkındalık içermeyen,refleksel bir hareketir.''Siz'' olmaya çalışmazsınız daha doğrusu bunun için sarf ettiğiniz çabayı fark etmezsiniz.

   İnsanlar günlük hayatlarında pantalon giyerler mesela bu bir kıyafet biçimidir.Onlar bunu belirli bir zorlama ile mi yapıyorlar.Büyük ihtimal ile cevap ''hayır'' olacaktır.Tamami ile kendi özgür iradeleri ile pantalon giydiklerini söyleyeceklerdir.Birgün pantalon giymemeye karar verdiklerinde ''özgür iradeleri'' ile yaptıklarını  söyledikleri  bu tercih için ''özgürlük yada özgünlük'' leri biraz anlamsızlaşmayacak mı?

''Biz'' denilen varlık ''Ben'' denilen varlığı kapsar gibi görünsede aralarında boyutsal olarak nitelenebilecek bir farklılık bulunur.Bu iki boyutu birbirine bağlayan şey ise bizim ''bilinç'' adını verdiğimiz ve ama tam olarak ne olduğunu kavrayamadığımız olgudur.

''Ben'' en basit tanımı ile ortaya çıkış anınızdan bugüne kadar topladığınız bilgilerin,mevcut bilişsel yapınız içindeki yorumudur.Ve ''ben'' anlık bir varlıktır.Bir sonraki anda ''Bilgi toplamı'' değişeceği için ''Ben'' varlığıda değişir.Burada yorumu yapan ''Bilinç''tir.Hatta yorumun kendisi bilinçtir.

''Biz'' ise ''ben' varlığından daha az değişken bir varlık modelidir.Çünkü ben varlığı biz varlığına dahil olabilmek için ''Biz idealine'' benzerlik göstermeye çalışır.

     Bunu şöyle düşünebilirsiniz bir toplumun üyesi olmak için öncelikle toplum içinde adreslenmeniz gerekir yani toplum sizi diğerlerinden ayırd etmelidir.Bunun yöntemi ''isimlendirilmenizdir''.İsimlendirilmek ne kadar basit birşey aslında, size tamamen sizin iradeniz dışında sessel bir kod veriyorlar ve ömrünüzü onunla geçirmek zorunda bırakıyorlar.Ne büyük bir özgürlük.İsimlendirilerek ön kabul aldığınız topluma üye olma aşamanız bununla son bulmuyor tabi ki öncelikle benzer beğenilerde kazanmanız gerekiyor;damak zevkinizden boş zamanlarınızda neler yapacağınıza,giyim tarzınıza kadar ''onlar gibi olmanız'' gerekiyor.Decartesin ''beni düşünüyorken'' Mbitinin ''beni benzemeye çalışıyor''.İçinde yaşadığımız toplumda iki kişi düşünün biri boş zamanlarını ''kitap okuyarak'' değerlendiriken diğeri futbolla ilgileniyor.Hangisi daha çok bu toplumun üyesidir.Fizik bilimi ile ilgili sohbetlerde mi daha çok raiting alırsınız yoksa survivor 2018'e dair bir muhabbetle mi?Daha iyi yada daha ait bir üye olmanın yolu 'benzeşmekten geçer''

Bu toplumda hangisi daha çok kabul edilebilen bir davranış biçimidir?Kısa paçalı pantalon mu yoksa kemere takılan telefon kılıfı mı?''Biz'' olarak varolbilmek için benzemelisiniz benzemezseniz biz,ben'i dışlar.Bu dışlanma biz olarak varoluşu sekteye uğratır.

   İnsan vücudu ödül ve ceza mekanizmaları üzerine kuruludur.Yaptığınız şey vücut için olumlu ise homon salgıları ile ödüllendirilirsiniz olumsuz ise aynı salgılar ile cezalandırılırsınız.''Biz''de aynı yöntemleri kullanır.Bilincin yaptığı hareket ''Biz'' için olumlu bir hareket ise ödüllendirilir;buna toplumsal takdir adı verilebilir.Biz için olumlu hareket onun devamını sağlayan harekettir tıpkı insan vücudunda olduğu gibi yemek yemek ,üremek,dışkılamak vs. Bizin devamını sağlayacağı mesajını veren ben ödüllendirilir.Ben ödüllendirildikçe daha çok benzemeye çalışır.

İşte gerçekten varoluş kararınızı tam bu noktada alırsınız;Decartesin ''Ben'' varlığı edindiği bilgiyi işler ver evrensel bir doğruya ulaşmaya çalışır.Doğru, gerçek ile özne arasındaki bağlantı yada gerçeğe yönelen öznenin ulaştığı çıkarımdır.Düşünen ''ben'' varolur çünkü varlık bilişsel bir yorumlama halidir.Ben denilen şey biyolojik bir makine üzerinde oluşan elektirilsel bir kayıttan ibarettir.İnsan biyolojik bir makine olarak çalışmaya başladığı andan itibaren ''düşünür'' bilgi toplar bilgiyi işler ve buna dair şablonlar oluşturur.Bu şablonlar ''ben'' denilen şeyi meydana getirecek olan algoritmalardır.Çünkü her bilgiyi en baştan yorumlamak yerine benzer bilgilerden hemen çıkarım oluşturacak şablonlar kullanmak zaman açısından avantaj sağlar.İşte bu şablonların yada algoritmaların oluşturulması sırasında ''ben'' bir tercih yapar.Biz olarak varolmak için bunları dışardan hazır olarak alır yada ben olarak varolmak için kendi şablonunu oluşturma yoluna gider.Toplumsal şablonlar/algorimalar sizi çok az bir bilgi ile çıkarıma götürürken kendi oluşturduğunuz şablonlar/algoritmalar için çok daha fazla bilgiye ihtiyacınız vardır.

Basit bir algoritma örneği ile durumu açıklarsak;

Gök neden gürler?

Toplumsal algoritma:Şimşek çaktığı için

Bireysel Algoritma:Elektiriksel yük farklılığı sonucu oluşan akım boşalması çok yüksek bir elektiriksel yük taşıyan yıldırımın oluşmasına sebep olur;Oluşan yıldırımın sahip olduğu elektirik enerjisi ani bir ısıya bu yüksek ısı hava moleküllerinin çok hızlı bir biçimde yer değişimine sebep olur ve bunun sonucu gökgürültüsü adı verilen hava olayı meydana gelir.


''Ben'' bu iki algoritmadan istediğini tercih edebilir.Toplumsal algoritmayı seçerse diğerlerine benzerlik oranı artar ve ''Biz İdeal''ine daha çok yakınsar,Gerçek ile özneyi bağlayan bireysel algoritma için ise çok daha fazla bilgi girişine ihtiyaç vardır.

''Ben'' toplam bilginin yorumu olarak düşünüldüğünde Biz idealine yakınsayacak olan benin daha az bilgiye sahip olması gereklidir;çünkü bilgi arttıkça ''ben varlığı'' ''ideal biz varlığı''nın ortalama değerlerinden uzaklaşır.


İki filozofunda varoluş önermeside geçerlidir,Bütün mesele öznenin yapacak olduğu seçim ile ilgilidir.Onu karakterize eden şey diğerlerine benzeyip bir bütünün parçası olma arzusu mu yoksa gerçekle arasında oluşturacağı doğrudan bir bağ mı olacaktır.


Bir toplum  dışında ''var'' olamazsınız çünkü varlık tam olarak bir işlevsellik içerir,evreni anlamlandırabilmeniz için sizden öncekileri tarafından oluşturulmuş ''varoluş'' mirasını devralmak zorundasınız.Bu mirası devraldıktan sonra ise kendinizi içe doğru bir varoluş ile yeniden ''anlamlandırmanız'' gerekiyor.Sizin kim olduğunun ötesinde Benim kim olduğunu öğrenmeniz gerekiyor.









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Usus,Fructus & Abusus

Tüm ''Ahlak''ın temeli ''MÜLKİYET''      Neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyen kurallar bütünü/ilkeler sistemine ''Ahlak'' adı verilir,Ahlak adı verilen ilkeler sistemi bir kültür yada bir grup tarafından genelleştirilir ve kanunlaştırılır.Ve bu kanunlar aracılığı ile grup üyelerinin davranışları düzenlenmeye çalışılır. Bugün ''Genel Ahlak'' yada ''Toplumsal Ahlak'' adını verdiğimiz sistemlerin tamamı tek bir şey üstüne kuruludur.Mülkiyet hakkı. Mülkiyet,taşınır veya taşınmaz bir eşya üzerinde eşya sahibine kullanma,yararlanma ve tasarruf etme yetkisi veren ve hukuk düzeni sınırları içerisinde kullanılabilen mutlak ve ayni bir haktır,mutlak nitelikte olması nedeni ile herkese karşı ileri sürülebilir.Ve toplumsal ahlak kurallarının çıkış noktasını oluşturur. Topluma göre başkasına ait olan birşeyden izinsiz faydalanmak ''kötü''dür.Başkasına ait olan toplum taraf

DON KİŞOT

Üç kelime ile başlıyoruz:Rutin,heyecan,macera   Rutin,alışılagelen,sıradanlaşan detaylı bir ifade ile belirli sürelerde aynı yada çok benzer biçimde tekrar eden şeyler için kullanılır.Rutin bir ''güven'' ifadesi olmasının yanı sıra,gerçekleşen şeyin beklentiye uygun olarak meydana geldiğini ve meydana geleceğini ifade etme biçimidir. Rutin,''sürekli aynı biçimde tekrar etmesi'' nedeni ile insan üzerinde psikolojik yada fiziksel anlamda bir değişikliğe sebep olmamaktadır.Hayatı boyunca çok fazla uçak görmemiş bir  insan ile havaalanında çalışan kişinin içinde bulunduğu durum gibi,yada kulağına daha önce hiç küpe takmamış biri ile kulağına hergün küpe takan kişinin  durumlarında olduğu gibi. (kulağına ilk kez küpe takan birinde hem fiziksel olarak kulağının delinmesi gerekecek hemde psikolojik olarak daha önce yaşamadığı bir oluş içine girecektir.) Rutin,verdiği bu güven duygusunun yanında,belirli bir sürenin ardından mevcut duruma adaptasyondan

TOPLUMSAL BİLİNÇ PARÇACIĞI

''Bilinciniz sadece size ait değildir'' Özgür irade ilizyonunun conseptlere aktarımı,    Bizler,yani ben olarak tanımladığımız yapıların ''görece bağımsız'' bir biçimde otonom kararlar aldığı fikrine sahibizdir.Düşüncelerimizde özgür olduğumuzu kabul ederiz.Bunu yapabilmemizin en önemli sebebi bilincimizin çok parçalı bir yapıdan oluşmasıdır.Hatta bu çok parçalı yapı zamansal düzlemde çok katmanlı bir hale gelmektedir. Homo sapiens sapiens ''düşündüğünün üstüne düşünebilen insan'',kendi özünden yarattığı şeye çıkıp bakabilme hali.Zihin dev bir kütüphane olarak tasvir edildiğinde  bilinç bu kütüphanede dolaşan bir ziyaretçi olarak düşünülmelidir.Bu sebeple bilinç kütüphaneye her seferinde ''benzer'' ama bir öncekinden farklı bir ziyaretçi olarak girmektedir.Bu durumda bilinç zamansal ve olgusal olarak farklılık göstermekte midir?Bunun ötesinde bu ziyaretçi ziyaretin ardından yok olup gitmekte ve yerini diğer zi