Ana içeriğe atla

FENOMEN

Varoluş katmanımız,


Biz yada daha doğru bir tanımla ben ''fenomen'' içinde varoluruz.Fenomen numenden oluşmuş dünyamızda canlılık tarafından ötekileştirilmiş nesneler ve bu nesnelerin ilişkileri sonucu oluşturulmuş varsayımsal bir varlık alanıdır.

Canlılık atomik düzeyde bir programdır,Moleküllerin belirli kurallar ile bir araya gelmesi sonucu oluşan ve bu bir araya gelişin oluşturduğu varlığı sürdürme amacı ile hareket eden bir hücreden yapılmış bir makinadır.Programın temeli içinde bulunduğu açık /yada kapalı sistemin bir sonraki halinde var halde bulunmaktır.

Bu program ile ortaya çıkan her nesne aynı zamanda ''özne''dir.

Özne,ortaya çıkan bilgiye karşı reaksiyon geliştirebilen bir varlıktır.Başarılı reaksion geliştirebilen özne sistemin bir sonraki halinde varlığını devam ettirebilir.

Biz sistemin halden hale geçişi sırasında ortaya çıkan nesnel etkileşimlere doğru reaksiyonları geliştirebilen ve bu sayede sistem içinde belirli bir devamlılıkla varoluş durumunda bulunabilen nesnel yapılı özneleriz.


Çevremizdeki tüm varoluş nesneler arası ilişkiler ile ortaya çıkan ve bizim ''bilgi'' adını verdiğimiz varsayımsal bir evrenin parçasıdır.Varsayımsaldır çünkü nesneler bir başka varoluş katmanının üyeleridir.Biz hiçbir zaman nesneleri tümü ile deneyimleyemeyiz.Bizim deneyimlerimiz nesnenin başka bir nesne ile ilişkisi sonucu ortaya çıkan ve sistemi başka bir hal durumuna sokan değişikliklerdir.

Güneşten çıkan fotonlar dünyaya ulaşır,çatıdaki bir kuşa çarpar ve oradan göz retinamıza kadar ulaşırlar,gözümüz tarafından elektron hareketlerine dönüştürülen bu sinyaller beynimiz tarafından yorumlanır ve ''çatıda duran kuş'' bilgisi ortaya çıkar.

Bu bilgi her zaman geçmişe aittir.Bunu fotoğraf çekmek olarak düşünebilirsiniz,deklanşöre bastığınız an fotoğrafı çekersiniz,siz fotoğrafı gördüğünüzde o sistem artık o fotoğraftaki halinde bulunmamaktadır.Elinizdeki fotoğraf sistemin bulunduğu halin bir izdüşümünden ibarettir.Tıpkı öznenin sistemdeki değişikliklere dair bilgisi gibi.

Fenomen katmanı öznenin bu izdüşümlerinden sağlayabileceği bilginin tamamından oluşur.Fenomen katmanı elde edilebilecek bilginin sınırıdır.Bu katmanın dışında özne varolamaz.Hatta bununda ötesinde sistem yeni bir hal durumuna geçtiğinde özne bir önceki hal durumuna göre farklılık gösterir.

Hava sıcaklığının gün içinde 5 derece düştüğü bir hal değişikliği kurgulayalım,

Hava sıcaklığındaki değişimi algıladığınız andaki özne,onu henüz algılamamış özneye göre farklılık gösterecektir.Canlılık programının çeşitli türlerine göre bu değişiklik farklı seviyelerde olsada nesneler arası etkileşimden kaynaklı bu değişiklik nesnel yapılı bir özne olan her canlı artık bir önceki hale göre farklıdır.

Özne olmadan yani varoluşunu bir sonraki halde devam ettirmeye programlı makineler olmadan fenomen katmanı varolmaz.İster bilyonlarca isterse bir tane özne olsun katmanın varlığı aynı şekilde devam eder.Bu sebeple varsayımsaldır,öznenin varlık kabulüne dayanır.


Bir defa çalıştıktan sonra durdurulamayan bir makine düşünün,hiç durmadan gidecek bir tren gibi.Tren yoluna  devam ettikçe ortaya çıkacak değişiklikler yada sorunlar için hareket halinde çözümler üretmeniz gerekir.Hareket halinde yakıt ikmali yapmalı,aşınan tekerlekleri değiştirmelisiniz.Yolcular tren durmandan inip binmeliler.Çünkü tren durduğunda tekrar hareket etme şansınız bulunmamakta.İşte canlılarda bu hiç durmadan gitmesi gereken tren gibiler sürekli ileri doğru gitmek zorundalar ileri gidişlerinin sebebi sistemin hal değişiklileri bir sonraki halde varoşuşlarını sürdürebilir olmalılar,canlılık programları karmaşıklaştıkça varoluşlarını sürdürmenin ötesinde bu bir önceki hallerinde sahip oldukları bilgiyi bir sonraki hale en az kayıpla aktarabilir durumda olmalılar.

 



















Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Usus,Fructus & Abusus

Tüm ''Ahlak''ın temeli ''MÜLKİYET''      Neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyen kurallar bütünü/ilkeler sistemine ''Ahlak'' adı verilir,Ahlak adı verilen ilkeler sistemi bir kültür yada bir grup tarafından genelleştirilir ve kanunlaştırılır.Ve bu kanunlar aracılığı ile grup üyelerinin davranışları düzenlenmeye çalışılır. Bugün ''Genel Ahlak'' yada ''Toplumsal Ahlak'' adını verdiğimiz sistemlerin tamamı tek bir şey üstüne kuruludur.Mülkiyet hakkı. Mülkiyet,taşınır veya taşınmaz bir eşya üzerinde eşya sahibine kullanma,yararlanma ve tasarruf etme yetkisi veren ve hukuk düzeni sınırları içerisinde kullanılabilen mutlak ve ayni bir haktır,mutlak nitelikte olması nedeni ile herkese karşı ileri sürülebilir.Ve toplumsal ahlak kurallarının çıkış noktasını oluşturur. Topluma göre başkasına ait olan birşeyden izinsiz faydalanmak ''kötü''dür.Başkasına ait olan toplum taraf

DON KİŞOT

Üç kelime ile başlıyoruz:Rutin,heyecan,macera   Rutin,alışılagelen,sıradanlaşan detaylı bir ifade ile belirli sürelerde aynı yada çok benzer biçimde tekrar eden şeyler için kullanılır.Rutin bir ''güven'' ifadesi olmasının yanı sıra,gerçekleşen şeyin beklentiye uygun olarak meydana geldiğini ve meydana geleceğini ifade etme biçimidir. Rutin,''sürekli aynı biçimde tekrar etmesi'' nedeni ile insan üzerinde psikolojik yada fiziksel anlamda bir değişikliğe sebep olmamaktadır.Hayatı boyunca çok fazla uçak görmemiş bir  insan ile havaalanında çalışan kişinin içinde bulunduğu durum gibi,yada kulağına daha önce hiç küpe takmamış biri ile kulağına hergün küpe takan kişinin  durumlarında olduğu gibi. (kulağına ilk kez küpe takan birinde hem fiziksel olarak kulağının delinmesi gerekecek hemde psikolojik olarak daha önce yaşamadığı bir oluş içine girecektir.) Rutin,verdiği bu güven duygusunun yanında,belirli bir sürenin ardından mevcut duruma adaptasyondan

TOPLUMSAL BİLİNÇ PARÇACIĞI

''Bilinciniz sadece size ait değildir'' Özgür irade ilizyonunun conseptlere aktarımı,    Bizler,yani ben olarak tanımladığımız yapıların ''görece bağımsız'' bir biçimde otonom kararlar aldığı fikrine sahibizdir.Düşüncelerimizde özgür olduğumuzu kabul ederiz.Bunu yapabilmemizin en önemli sebebi bilincimizin çok parçalı bir yapıdan oluşmasıdır.Hatta bu çok parçalı yapı zamansal düzlemde çok katmanlı bir hale gelmektedir. Homo sapiens sapiens ''düşündüğünün üstüne düşünebilen insan'',kendi özünden yarattığı şeye çıkıp bakabilme hali.Zihin dev bir kütüphane olarak tasvir edildiğinde  bilinç bu kütüphanede dolaşan bir ziyaretçi olarak düşünülmelidir.Bu sebeple bilinç kütüphaneye her seferinde ''benzer'' ama bir öncekinden farklı bir ziyaretçi olarak girmektedir.Bu durumda bilinç zamansal ve olgusal olarak farklılık göstermekte midir?Bunun ötesinde bu ziyaretçi ziyaretin ardından yok olup gitmekte ve yerini diğer zi