Tüm canlı varlıkların yeryüzünden yok olduğunu düşünün ,atomik düzeydeki canlılık programının yerküreden silinip gittiğini.Bugüne kadar ''yaratılmış'' olan tüm kavramların artık hiçbir anlam ifade etmediğini hatta anlamın artık olmadığı bir durumu.
Canlılık ve ondan kaynaklı bilinç seviyelerinin ortadan tümü ile yok olduğu, bu durumda geriye kalan şey ''numen''olacaktır.Hiçbir özne ile etkileşimi bulunmadan bir bütün olarak varoluş durumu içindeki numen.Çoğul değildir,ama aynı zamanda tekilde değildir.Onu tekil yada çoğul olarak niteleyebilecek hiçbir öte varlıkla ilişkisi bulunmamaktadır.
Fenomen durumunda değildir,soyuttur,algılanamaz ve deneyimlenemez.
Numen varlığı inkar edilemeyen varsayımsal bir nesnedir.
Gerçekliğin kendisini oluşturan bu varlık,herşeyin başlangıcındaki ve herşeyin sonundaki bu nesne nedir?
Numen ,canlılığa benzer bir biçimde ''atom altı'' bir programlamadır.Bunu bir tabloyu oluşturan katmanlar olarak hayal edebilirsiniz.Canlılık tablodaki göl manzarasıdır.Cansız maddenin belirli kurallar dahilinde aldığı pozisyon ile ortaya çıkmıştır.Resmi yapmakta kullanılan boya ise bu işte bu cansız maddedir.Resme bakan bir göz/bilinç olmadığında geriye kalan şey üstüste yığılmış boya parçacıklarıdır,hatta tüm olguların ortadan kalktığı durumda sadece ''boya''
Numen bizim resimde boya olarak gördüğümüz şeydir.Boya gibi numende başka alt bileşenlerin bir araya gelmesi ile oluşmuştur.
Canlı varlıklar resmi görürler,ağaçları,suyu,kuşları.
Bir salyangoz duvardan yukarıya doğru çıkar,
Bir kedi sarmaşık dallarının içinde oturur.
Sivrisinek bir kadının kolundan kan emer.
Canlılık programı boyalardan oluşturulmuş resmin anlamlı olduğu bu katmandadır.Anlamlıdır çünkü canlılık boyalardan oluşsada kendini oluşturan numende değil onun oluşturduğu bir üst katmanda varoluş kazanır.
Mermerden yapılmış Davud heykeli gibi,anlamlı olan şey Michelangel'nun düşünsel boyutta tasarlayıp mermerden yonttuğu ''insan şeklidir''Anlam mermerden herhangi bir iz taşımaz.Anlam doğrudan doğruya bir üst katmandan gelen referanslara dayanır.
Yaşadığınız evin tuğladan yada ahşaptan yapılmasının bir anlam taşımaması gibi oraya ''ev'' anlamının yükleyen özne referanslarını evi oluşturan yapıtaşlarından değil,o yapıtaşları ile oluşturulmuş bütüncül nesnenin kendisininde içinde bulunduğu anlam katmanındaki bağlantılarından alır.
Bir insanın saç telini düşünün,
Bir tanesi arkadaşlarınız ile yemek yediğiniz bir restaurantta tabağınızdan çıkıyor.
Bir tanesi sevgilinize ait.
Eğer anlam yapıtaşlarından gelseydi ikisinin sizin için hiçbir farkı olmayacaktı.
Oysa anlam yapıtaşlarından oluşan nesneler arası ilişkilerden gelir,bizim gerçeklik katmanımızı ve sahip olduğumuz bilgiyi bu nesneler ve onlar arasındaki ilişkiler oluşturur.
Numen tüm bu ilişkiler ortadan kalktığında geride kalan şeydir.
Bu ilişkilerden kaynaklı bilgiden oluşan tüm varlıklar fenomendir.Somutturlar,algılanabilirler ve deneyimlenebilirler.Ancak öznenin merkezinde bulunduğu nesneler arası ilişki ortadan kalktığında tamami ile soyut,algılanmaz ve deneyimlenemez numen ortaya çıkar.Platonun idea olarak düşündüğü şey aslında numendir.Ancak Plato bizim gerçeklik katmanımızdaki varoluş ilkelerini düşünsel olarak numenin varolduğu katmana taşıyarak onu parçalanmış bir yapı olarak nitelemiştir.
Oysa numen bütüncül ve bölünemez bir yapıdadır.
Biz numenin izdüşümünden ziyade ondan oluşan ve bilincimiz tarafından parçalı hale getirilmiş nesnelerin ve bu nesneler arası ilişki kurgumuzun zihinsel izdüşümlerinden ibaretiz.
Yorumlar
Yorum Gönder