"Korku gerçek değildir,korkunun varolabileceği tekyer gelecek ile ilgili düşüncelerimizdir.Korku hayal gücümüzün ürünüdür ve sebep olduğu şeyler mevcut zamanda aslında yoktur,hiçbir zaman gerçek olmayabilirde işte bu deliliğin sınırıdır.Tehlike gerçek ama korku bir seçimdir" After earth
Doğumdan itibaren yaşamımız korkularımızla şekillenir,anne bedeninden ayrılan yavrunun tek amacı tekrar o sıkıntısız ve rahat ortamına geri dönmektir,ilk kez oksijen soluyan cigerler yanmakta, vucut ideal sıcaklığı muhafaza etmek icin bu yeni ortama adapte olmaya uğraşmaktadir,ilk defa duyulan sesler, ilk defa maruz kalinan yoğun ışik ve görsel bombardıman altında bilinmezlerle dolu bir savaş meydanına uygunsuz bir giriş yaşanmaktadır.Ve insan bu ilk çaresizliği karşısında o kaçınılmaz tepkisini verecektir,hayatinin yakın bir kac yilinda ve cogu zaman caresiz kaldığinda yapacagı gibi,ağlamak....
Bilinmezlik karşısındaki korkusu zamanla azalsada, korku imparatorunun yeni askerleri eskisinden çok daha güçlü olacaktır,öğrenilmiş korkular sadece onun değil mensubu oldugu toplumun hayatına yön verecektir.
Yalnız kalma korkusu mensubiyet zorunluluğunu getirecektir,bir millete,bir dine,bir ırka mensubiyet duyacak buna sarılacaktır.Bertaraf olma korkusu ile hep bir tarafta olmak isteyecektir.Bir klube üye bir takıma taraftar olacaktır.Solcu olamaz ise sağcı ilerici olamaz ise gerici, teist olamaz ise ateist olacaktır.Ve bunların hepsini sadece korktuğu için yapacaktır.
Eşini,işin, ailesini ve hayatını korkusu tarafından çarpıltılmış prensipleri üzerine kuracaktır.Korkuları çevresini aşılmaz duvarlar ile saracak ona her zaman "ne yapması ve ne yapmaması gerektiğini "söyleyecektir.Hep birsey olacak ama asla korkunun duvarlarının ötesine gecerek özgür olamayacaktir.
KORKULARINDAN ARIN >>>
Kaçisi olmayan "Ölüm"e duydugu korku sebebi ile sürekli bir koşturmaca icinde yaşayacaktir,su gibi akan zaman her zaman ona bir düşman gibi gelecektir.Yoksulluk korkusu ile ömrünü degersiz seyler ugrunda harcadigini bile fark etmeyecektir,Toplumsal normlara uyarak kazanacagi "begenilmeye" duydugu bagimlilik sebebi ile asla kendi gibi olamayacaktir.Hakkinda dusunmeye korktugu yaraticisini bile tanimaya firsat bulamadan, kendi degil aslinda olmadigi biri olarak bu dünyadan göçüp o cok korktugu ölümün kollarında bulacaktir kendini...
Oysa tüm korkular yalandır,asıl korkulması gereken ölüm değil sonsuz varoluştur.Korkular insanin bilmedigi seyler karsi besledigi anlamsiz ve ici bos öngörülerdir sadece insani gerceklikten koparan sey onun bu korkularidir.Kendi olmasina engel olan onu digerlerine benzeten toplumun sistemin kölesi haline getiren bu anlamsız ve boş korkularıdır.Korkular bedeni ve ruhu felce uğratan zehirlerdir ve korkulardan arınmayan biri asla gercekten özgür olamayacaktir.
Doğumdan itibaren yaşamımız korkularımızla şekillenir,anne bedeninden ayrılan yavrunun tek amacı tekrar o sıkıntısız ve rahat ortamına geri dönmektir,ilk kez oksijen soluyan cigerler yanmakta, vucut ideal sıcaklığı muhafaza etmek icin bu yeni ortama adapte olmaya uğraşmaktadir,ilk defa duyulan sesler, ilk defa maruz kalinan yoğun ışik ve görsel bombardıman altında bilinmezlerle dolu bir savaş meydanına uygunsuz bir giriş yaşanmaktadır.Ve insan bu ilk çaresizliği karşısında o kaçınılmaz tepkisini verecektir,hayatinin yakın bir kac yilinda ve cogu zaman caresiz kaldığinda yapacagı gibi,ağlamak....
Bilinmezlik karşısındaki korkusu zamanla azalsada, korku imparatorunun yeni askerleri eskisinden çok daha güçlü olacaktır,öğrenilmiş korkular sadece onun değil mensubu oldugu toplumun hayatına yön verecektir.
Yalnız kalma korkusu mensubiyet zorunluluğunu getirecektir,bir millete,bir dine,bir ırka mensubiyet duyacak buna sarılacaktır.Bertaraf olma korkusu ile hep bir tarafta olmak isteyecektir.Bir klube üye bir takıma taraftar olacaktır.Solcu olamaz ise sağcı ilerici olamaz ise gerici, teist olamaz ise ateist olacaktır.Ve bunların hepsini sadece korktuğu için yapacaktır.
Eşini,işin, ailesini ve hayatını korkusu tarafından çarpıltılmış prensipleri üzerine kuracaktır.Korkuları çevresini aşılmaz duvarlar ile saracak ona her zaman "ne yapması ve ne yapmaması gerektiğini "söyleyecektir.Hep birsey olacak ama asla korkunun duvarlarının ötesine gecerek özgür olamayacaktir.
KORKULARINDAN ARIN >>>
Kaçisi olmayan "Ölüm"e duydugu korku sebebi ile sürekli bir koşturmaca icinde yaşayacaktir,su gibi akan zaman her zaman ona bir düşman gibi gelecektir.Yoksulluk korkusu ile ömrünü degersiz seyler ugrunda harcadigini bile fark etmeyecektir,Toplumsal normlara uyarak kazanacagi "begenilmeye" duydugu bagimlilik sebebi ile asla kendi gibi olamayacaktir.Hakkinda dusunmeye korktugu yaraticisini bile tanimaya firsat bulamadan, kendi degil aslinda olmadigi biri olarak bu dünyadan göçüp o cok korktugu ölümün kollarında bulacaktir kendini...
Oysa tüm korkular yalandır,asıl korkulması gereken ölüm değil sonsuz varoluştur.Korkular insanin bilmedigi seyler karsi besledigi anlamsiz ve ici bos öngörülerdir sadece insani gerceklikten koparan sey onun bu korkularidir.Kendi olmasina engel olan onu digerlerine benzeten toplumun sistemin kölesi haline getiren bu anlamsız ve boş korkularıdır.Korkular bedeni ve ruhu felce uğratan zehirlerdir ve korkulardan arınmayan biri asla gercekten özgür olamayacaktir.
Yorumlar
Yorum Gönder