Ana içeriğe atla

LAPLACE'İN ŞEYTANI

''Başı ve sonu olmayan,sonsuz bir döngü''




''Evrenin şimdiki halini geçmişin sonucu ve geleceğin nedeni olarak ele alabiliriz. Bir an için evrenin tüm güçlerinin ve bunu oluşturan tüm varlıkların konumlarını anlayabilen bir canlı olduğunu düşünürsek, ve bunun bu verileri inceleyebileceğini de düşünürsek, aynı anda evrendeki en büyük varlıklardan en küçük atomlara kadar her şeyi hesaba katarak bir hesap yaparsa, hiçbir şey belirsiz değildir ve gelecek de, aynı geçmiş gibi, onun gözlerinin önündedir.''

DETERMİNİZM:Lineer/Doğrusal olarak algıladığımız zaman çizgisinde her olay belirli bir ''gereklilik'' çevresinde gerçekleşir.


İki görsel birincisi sonsuzluk işareti ikincisi Kaos teorisinde lorenzin kelebek eğrisi sistemi,

ŞEKİL1 SONSUZLUK İŞARETİ



ŞEKİL2 KAOS TEORİSİ


İnsan zamanı doğrusal/belirli bir yönde algılar,sebep, sonucu meydana getirir ve buna nedensellik bağı adı verilir.''Yukardan bırakılan cam bardak yere düşer ve kırılır.''Bardağı bıraktığınızda yerçekiminin etkisi ile aşağı yönde hareket edecek,yüzeyle temas ettiğinde moleküler bağlantılar belirli yerlerden ayrılır.Ve bardak parçalara bölünür.Bu doğrusal bir zaman çizgisidir.


                                                BIRAKMA>DÜŞME>KIRILMA


Bir olay diğer bir olaya nedensellik bağı ile bağlı olduğu kadar olasılık bağı ile de bağlıdır.Örnek olayda bırakılan bardak (yerçekimi etkisi varsa) düşer,düşen bardak kırılır/kırılmaz.


                                                BIRAKMA>DÜŞME>KIRILMA
                                                BIRAKMA>DÜŞME>KIRILMAMA

Elimizde bir doğrusal zaman çizgimiz var ancak düşme aşamasından sonra iki olasılık bağı eşit derecede mümkün halde.Bu olayda gözlemci bırakılan bardağın düştüğünü görecek,düşen bardağın ise hem kırıldığı hemde kırılmadığı olasılığı deneyimleyecektir.Söz konusu zaman çizgisinin ters yönde deneyimlendiği düşünüldüğünde ise Kırılan bardağın bir araya gelip yükseldiğini gören bir gözlemcinin yanında,kırılmayan bardağın yükseldiğini gören başka bir gözlemci daha olacaktır.

Doğrusal zaman çizgisi ile algılayan gözlemci zamanı belirli bir yönde akıyor olarak algılamaktadır,ister geriye isterse ileri yönde olsun geçmiş-şuan -gelecek zinciri sözkonusudur.Ama zaman algısı bütünsel bir varlık sözkonusu olduğunda zincir ortadan kalkar ve bir tekillik ortaya çıkar tüm olayların sonu bulunmayan bir an içinde ortaya çıkması sözkonusudur.Tüm olaylar kavramı tüm zaman çizgilerini içerdiği gibi bu zaman çizgilerinin içerdiği tüm olasılıklarıda kapsamaktadır.


                                                  BIRAKMA>DÜŞME>KIRILMA
                                                                                      >KIRILMAMA

Ancak bu olaylar bir sıra dahilinde değil aynı ve başı sonu olmayan bir an içinde gerçekleşmektedir.


                                                 >BIRAKMA>
                                                 >DÜŞME>
                                                 >KIRILMA>
                                                 >KIRILMAMA>

Bu durumu en iyi ifade eden işaret Kelebek eğrisi/Lemniscate adı verilen sonsuzluk işaretidir.Sonu ve başı olmayan anlık bir döngüyü sembolize eder.Aynı işarete çok benzeyen başka bir eğri lorenzin kelebek etkisi sistemidir,Küçük değişiklikler büyük farklılıklar/sonuçlar yaratabilir.Örnek olay üzerinden devam edersek düşme pek çok faktörden etkilenebileceği gibi kırılmanın şekli ve kırılmama durmuda pek çok faktörün etkisi ile çok farklı şekillerde gerçekleşebilecektir.sonuçta birbirine çok benze ve birbirinden çok farklı olay dizileri ve bu olay dizilerini tanımlayan kelebek eğrileri oluşacaktır.Ancak bu eğrilerin tamamı tek ve mutlak bir kelebek eğrisi şablonu üzerinde oluşacaktır.


Determinist teori yada burdaki adı itibari ile Laplace şeytanı teorisi tam burda devreye girmektedir.Evrendeki her olay zaman algısından bağımsız olarak bir kelebek eğrisinin tüm olasılık çizgilerini kapsayacak şekilde gerçekleşiyorsa,evren için tüm olasılıkları kapsayacak şekilde bir belirlilik/gereklilik sözkonusudur.Ve bilinç bir sonu olmayan bu eğri üzerinde mümkün olan tüm olasılık çizgilerinden geçerek ilerliyorsa,zaman mefhumundan bağımsız mutlak tek bir bilinç evrendeki tüm olasılıkları kavrayabilir.Bu Lorenzin Şeytanı'dır.


Tek yönlü zaman algısına sıkışmış zihin nedensellik bağı ile anlamlandırma yapmaktadır ve tek bir olasılık çizgisini deneyimleyebilmektedir.Bütünsel zaman algısına sahip bir zihin tüm olasılıkları aynı anda ve zamandan bağımsız olarak deneyimler.Başı ve sonu olmayan bir daire yani Ethernal Return.


Zaman dediğimiz kavram bilincin bu döngü sırasında bir yerlerde geçmişe ait bilgiyi kaybetmesinden yada iradi olarak bu bilgiden vazgeçmesinden kaynaklanıyor olabilir mi?



Bilinç her olasılık çizgisinden geçerken ,geçmiş bilgiyi geride bırakması sebebi ile tek yönlü bir zaman ilizyonu yaşamakta mıdır?Bütünsel bilinç olasılık çizgileri üzerinde ilerlerken mümkün olan tüm olasılıkları deneyimler ve bu deneyimlere ait bilgiyi tutar,bilinç bu olasılıklara ait deneyim bilgisinin tamamından oluşur.Ancak bu bilinç yukarıda adı geçen laplace şeytanıdır.Yani evrende gerçekleşecek herşeyin bilgisine sahip olan varlıktır.Tekillik noktasında bulunur,hiç hareketin zamanın olmadığı bir sonrasının yada bir öncesinin bulunmadığı yerde.Bu durumdaki bir bilinç anlamdan uzaklaşır ve deneyimleyemez bir hale gelir.Tekrar deneyimlemenin ve hareketi başlatmanın yolu döngüyü bir noktada kırmaktır.

Bizim yaşam dediğimiz şey aslında sahip olduğumuz bilgiyi bir sonraki ana aktarabilme yeteneğimizdir.Bu yetenek bize bir önce kazandırır.Ancak asla bilinemeyecek olan şudur.Önceyi tekrar deneyimleme yetisine sahip olmamamız nedeni ile bu öncenin gerçekten bizim deneyimimize mi dayandığını yoksa varsayımsal bir önce ile mi karşı karşıyayızdır.

İnsan öncesini bir sonraki ana taşıyarak yaşamına devam eder önceyi aktarma yetisini kaybettiğinde o insanda yok olur.Canlılık önceyi bir sonraki ana taşıma yöntemlerinden birini oluşturmaktadır.Canlı dediğimiz varlıklar biyolojik yapılarını kullanarak öz bilgilerini bir sonraki ana taşırlar.

İnsanın biyolojik bedeninin amacıda tüm canlılarda olduğu gibi öz bilgiyi bir sonraki ana taşımaktır.Canlının bir özelliğide biyolojik bilgisinin bir kopyasını yaratmaktır.Bunu üreme yolu ile gerçekleştirir.İnsan dna bilgisini üreme yolu ile kopyalayarak bir sonraki nesli oluşturur.Ancak bilinci için bunu yapamaz;fiziksel olarak canlılı özelliklerini kaybettiğinde bilinci oluşturan bilgi ortadan kalkar,insan bedenen ve biliniç olarak ölür.

İnsan bilincini biyolojik bedeninin dışına taşıdığında ve  zamanı bütünsel olarak algılyabildiğinde belki bu sonsuz döngü içindeki yolculuğuna başlayabilecek ve laplace şeytanı kendisi olacaktır.


Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Usus,Fructus & Abusus

Tüm ''Ahlak''ın temeli ''MÜLKİYET''      Neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyen kurallar bütünü/ilkeler sistemine ''Ahlak'' adı verilir,Ahlak adı verilen ilkeler sistemi bir kültür yada bir grup tarafından genelleştirilir ve kanunlaştırılır.Ve bu kanunlar aracılığı ile grup üyelerinin davranışları düzenlenmeye çalışılır. Bugün ''Genel Ahlak'' yada ''Toplumsal Ahlak'' adını verdiğimiz sistemlerin tamamı tek bir şey üstüne kuruludur.Mülkiyet hakkı. Mülkiyet,taşınır veya taşınmaz bir eşya üzerinde eşya sahibine kullanma,yararlanma ve tasarruf etme yetkisi veren ve hukuk düzeni sınırları içerisinde kullanılabilen mutlak ve ayni bir haktır,mutlak nitelikte olması nedeni ile herkese karşı ileri sürülebilir.Ve toplumsal ahlak kurallarının çıkış noktasını oluşturur. Topluma göre başkasına ait olan birşeyden izinsiz faydalanmak ''kötü''dür.Başkasına ait olan toplum taraf

DON KİŞOT

Üç kelime ile başlıyoruz:Rutin,heyecan,macera   Rutin,alışılagelen,sıradanlaşan detaylı bir ifade ile belirli sürelerde aynı yada çok benzer biçimde tekrar eden şeyler için kullanılır.Rutin bir ''güven'' ifadesi olmasının yanı sıra,gerçekleşen şeyin beklentiye uygun olarak meydana geldiğini ve meydana geleceğini ifade etme biçimidir. Rutin,''sürekli aynı biçimde tekrar etmesi'' nedeni ile insan üzerinde psikolojik yada fiziksel anlamda bir değişikliğe sebep olmamaktadır.Hayatı boyunca çok fazla uçak görmemiş bir  insan ile havaalanında çalışan kişinin içinde bulunduğu durum gibi,yada kulağına daha önce hiç küpe takmamış biri ile kulağına hergün küpe takan kişinin  durumlarında olduğu gibi. (kulağına ilk kez küpe takan birinde hem fiziksel olarak kulağının delinmesi gerekecek hemde psikolojik olarak daha önce yaşamadığı bir oluş içine girecektir.) Rutin,verdiği bu güven duygusunun yanında,belirli bir sürenin ardından mevcut duruma adaptasyondan

TOPLUMSAL BİLİNÇ PARÇACIĞI

''Bilinciniz sadece size ait değildir'' Özgür irade ilizyonunun conseptlere aktarımı,    Bizler,yani ben olarak tanımladığımız yapıların ''görece bağımsız'' bir biçimde otonom kararlar aldığı fikrine sahibizdir.Düşüncelerimizde özgür olduğumuzu kabul ederiz.Bunu yapabilmemizin en önemli sebebi bilincimizin çok parçalı bir yapıdan oluşmasıdır.Hatta bu çok parçalı yapı zamansal düzlemde çok katmanlı bir hale gelmektedir. Homo sapiens sapiens ''düşündüğünün üstüne düşünebilen insan'',kendi özünden yarattığı şeye çıkıp bakabilme hali.Zihin dev bir kütüphane olarak tasvir edildiğinde  bilinç bu kütüphanede dolaşan bir ziyaretçi olarak düşünülmelidir.Bu sebeple bilinç kütüphaneye her seferinde ''benzer'' ama bir öncekinden farklı bir ziyaretçi olarak girmektedir.Bu durumda bilinç zamansal ve olgusal olarak farklılık göstermekte midir?Bunun ötesinde bu ziyaretçi ziyaretin ardından yok olup gitmekte ve yerini diğer zi