Ana içeriğe atla

ZAMAN DURMASI


 


 

   Zamanın durması tasviri genel olarak ''hareketsizlik'' ile yapılır,insanın böyle bir durumu kurgulamasıda aynı şekildedir.Zaman durdugunda herşeyin duracağı öngörülür.

Herşey durduğunda biz bunu nasıl bilebiliriz.


Zaman okunun  herhangi bir yöne akmadığı durumda tüm hareketin son bulması gerekir,bu son bulma bilgiyide içerir.Hiç bir kanal üzerinde hareket edemeyen bilgi objeden sujeye ulaşamayacaktır.Suje zamanın durduğu dönemi hiçbir şekilde anlamlandıramayacaktır.

Yani zaman durduğunda özne bunun bilgisine sahip olamaz.

Duran zaman özne için anlamsız olması sebebi ile onun tarafından algılanamaz.Öznenin algıladığı şey sadece devamlılık olacaktır.

Zamanın şu an durduğunu ve yüzbin yıl sonra(varsayımsal olarak)tekrar akmaya başladığını düşündüğünüzde siz herhangi bir değişime tanık olmayacaksınızdır.Zamanın durduğunu bile anlamadan -yüzbinyıl sonraki- an'a geçiş yapacaksınız.

Şuan bile zaman her an arasında binlerce yıllık boşluklar vererek akıyor olsa bile bizim için herşey kesintisiz bir biçimde devam ediyor.Bunu bilgisayarınız üzerinden izlediğiniz bir film gibi düşünün filmin 14:07:28:33 cü saniyesinde birşey almak için mutfağa gidiyorsunuz işiniz biraz uzuyor ve bir saat sonra geriye dönüp filmi tekrar başlatıyorsunuz.Sizin için geçen bir saatlik zamana karşın filmin şu anda 14:07:28:34 cü saniyesi.Birkaç gün bir kaç yıl yada bir kaç yüzyıl sonrada geri dönseniz filmin hala 14:07:28:34 saniyesi olacak.









Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

Usus,Fructus & Abusus

Tüm ''Ahlak''ın temeli ''MÜLKİYET''      Neyin doğru neyin yanlış olduğunu belirleyen kurallar bütünü/ilkeler sistemine ''Ahlak'' adı verilir,Ahlak adı verilen ilkeler sistemi bir kültür yada bir grup tarafından genelleştirilir ve kanunlaştırılır.Ve bu kanunlar aracılığı ile grup üyelerinin davranışları düzenlenmeye çalışılır. Bugün ''Genel Ahlak'' yada ''Toplumsal Ahlak'' adını verdiğimiz sistemlerin tamamı tek bir şey üstüne kuruludur.Mülkiyet hakkı. Mülkiyet,taşınır veya taşınmaz bir eşya üzerinde eşya sahibine kullanma,yararlanma ve tasarruf etme yetkisi veren ve hukuk düzeni sınırları içerisinde kullanılabilen mutlak ve ayni bir haktır,mutlak nitelikte olması nedeni ile herkese karşı ileri sürülebilir.Ve toplumsal ahlak kurallarının çıkış noktasını oluşturur. Topluma göre başkasına ait olan birşeyden izinsiz faydalanmak ''kötü''dür.Başkasına ait olan toplum taraf

DON KİŞOT

Üç kelime ile başlıyoruz:Rutin,heyecan,macera   Rutin,alışılagelen,sıradanlaşan detaylı bir ifade ile belirli sürelerde aynı yada çok benzer biçimde tekrar eden şeyler için kullanılır.Rutin bir ''güven'' ifadesi olmasının yanı sıra,gerçekleşen şeyin beklentiye uygun olarak meydana geldiğini ve meydana geleceğini ifade etme biçimidir. Rutin,''sürekli aynı biçimde tekrar etmesi'' nedeni ile insan üzerinde psikolojik yada fiziksel anlamda bir değişikliğe sebep olmamaktadır.Hayatı boyunca çok fazla uçak görmemiş bir  insan ile havaalanında çalışan kişinin içinde bulunduğu durum gibi,yada kulağına daha önce hiç küpe takmamış biri ile kulağına hergün küpe takan kişinin  durumlarında olduğu gibi. (kulağına ilk kez küpe takan birinde hem fiziksel olarak kulağının delinmesi gerekecek hemde psikolojik olarak daha önce yaşamadığı bir oluş içine girecektir.) Rutin,verdiği bu güven duygusunun yanında,belirli bir sürenin ardından mevcut duruma adaptasyondan

TOPLUMSAL BİLİNÇ PARÇACIĞI

''Bilinciniz sadece size ait değildir'' Özgür irade ilizyonunun conseptlere aktarımı,    Bizler,yani ben olarak tanımladığımız yapıların ''görece bağımsız'' bir biçimde otonom kararlar aldığı fikrine sahibizdir.Düşüncelerimizde özgür olduğumuzu kabul ederiz.Bunu yapabilmemizin en önemli sebebi bilincimizin çok parçalı bir yapıdan oluşmasıdır.Hatta bu çok parçalı yapı zamansal düzlemde çok katmanlı bir hale gelmektedir. Homo sapiens sapiens ''düşündüğünün üstüne düşünebilen insan'',kendi özünden yarattığı şeye çıkıp bakabilme hali.Zihin dev bir kütüphane olarak tasvir edildiğinde  bilinç bu kütüphanede dolaşan bir ziyaretçi olarak düşünülmelidir.Bu sebeple bilinç kütüphaneye her seferinde ''benzer'' ama bir öncekinden farklı bir ziyaretçi olarak girmektedir.Bu durumda bilinç zamansal ve olgusal olarak farklılık göstermekte midir?Bunun ötesinde bu ziyaretçi ziyaretin ardından yok olup gitmekte ve yerini diğer zi