Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Ocak, 2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ISIL DEVİNGİ

''A ve B sistemleri termodinamik denge içerisindeyse,B ve C sistemleride termodinamik denge içerisindeyse;A ve C sistemleri termodinamik denge içerisindedir.'' Sıfırıncı yasa Termodinamik denge birbiri ile etkileşim içinde olan sistemlerin aralarında ısı ve madde alışverişi olmadığı durumu tanımlar,özetle iki sistem bibirine enerji ve madde olarak o kadar denktir ki aralarında bir geçiş yaşanmaz. ''Bir sistemin iç enerjisinin değişimi,sisteme dışardan verilen ısı ve sisteme dışardan uygulanan işin toplamına eşittir.'' Birinci Kanun Bir sistemde dışardan enerji girişi olmadıkça iç enerji değişimi meydana gelmeyecektir.Sistem sahip olduğu iç enerjiyi muhafaza etme,koruma eğlimindedir. ''Bir sisteme dışardan verilen ısı ve uygulanan işin tamamı işe dönüşmez,enerjinin ve ısının bir bölümü sistemdeki düzensizlik sebebi ile işe dönüşmez''  İkinci Kanun ''Bir sistemden ısı çekildikçe,sistemin entropisi bir sabite yaklaşı

CONTEXT

Anlam içermeyen ''şey'' bir bağlamda nasıl yer alabilir? Anlam ''şeyin'' zihinde ortaya çıkardığı etkiyi tanımlarken bağlam şeyin diğer şeyler ile farkedilebilir bir ilişki içindeyken ortaya çıkan baskın etkiyi tanımlamaktadır. Sol taraftaki şey iki anlam içerir ''kırmızı'' ve ''Daire'' Aynı şeyi bir örüntü içine dahil ettiğimizde bu iki anlamın birleşiminden oluşan şey belirli bilinçler için ''DUR'' anlamını kazanır.Ve bu yeni örüntü içinde oluşturduğu etki ''kırmızı daire'' etkisine göre daha baskın hale gelir. Burada kendi başına bir etki oluşturan şeylerin bir örüntüye dahil edildiğinde kazandıkları yeni etki oluşturma kabiliyetlerinin öncekilere daha baskın hale gelmesi sözkonusudur. ''100'' üç adet simgeden oluşan ve bizim için belirli adette bağımsız parçayı ifade eden sayısal bir atıftır.Bu simgeyi gördüğümüzde 99 dan 1 fazlasının,101 'den

YARATICININ SORUMLULUĞU

Yaratıcı,ortaya çıkardığı bilince ''ortaya çıkış sebebini'' açıklamak zorundadır,varoluşsal köken bilinmezliği ''özgür irade ilizyonuna sebep olur.      Yapay zeka araştırmalarımızın sonunda ''başarılı'' olduğumuz varsayımı ile düşünerek,Öz farkındalığa sahip,karar alabilen bir varlık yaratığımızı düşünelim.Bu varlık varoluşsal sorgulama aşamasına geldiğinde bize onu neden yarattığımızı soracaktır.Ona nasıl bir cevap verebiliriz. Bu kadar varsayımsal bir soruyu cevaplamak oldukça zordur.Onun yerine sahip olduğumuz ''bilinçli varlık'' yaratma yeteneklerimizin varsayımsal değilde reel olan tarafını ele alalım. İnsanlar gerekli biyolojik özelliklere sahipler ise genetik kopyalama/üreme  yetenekleri sayesinde ''bilinç sahibi varlıklar'' yaratabilirler. Bir gün yarattığınız bu varlık yani çocuğunuz size '' onu neden yarattığınızı sorarsa buna cevap verebilir misiniz?     İnsan iradesini va

CREATIVITY & TRIBESMAN

Yaratıcılığımız bilgiyi kontrol etme yeteneğimizden doğar. Canlılar bilgiyi işleyebilen/dönüştürebilen organizasyonlardır. Canlılığın en temel özelliği ''adaptasyon'' yetenekleridir,mevcut biyolojik özelliklerini kullanarak içerisinde bulundukları çevreye en iyi şekilde uyum sağlamaya çalışırlar,çevre şartlarındaki değişimlere göre yer değiştirip ''biyolojik organizasyonlarına'' daha uygun yerlere yerleşebilirler.Uygunsuz çevre şartlarının bulunduğu dönemlerde metabolizmalarının yavaş çalışmasını sağlayıp daha az etkin bir yaşam sürebilirler.Bunları ''yapabiliyor'' olmalarındaki en temel unsur ''bilgi'' sahibi olmaları ve bu bilgiyi yorumlayarak reaksiyon geliştirebilmeleridir. Kış uykusuna yatan bir ''ayı'' izleyen 6 aylık dönem içinde yiyecek bulmanın çevresel şartlar nedeni ile zor olacağını bilmesi sebebi ile bu altı aylık dönemde daha az hareketli bir hayat sürer bu sayede daha az enerjiye

2D

'' G ördüğümüz şeyi,geçmişimizi ve geleceğe dair tüm beklentilerimizi kullanarak anlarız.Ve bunlarla bizden sonrakilere ''Bizi'' anlatacak izler bırakırız'' 1 NOKTA Uzayı oluşturan en,boy,yüksekliği ölçülemeyen ''algılanabilen'' en küçük ''varsayımsal'' birimdir. 2 DOĞRU İki noktanın bir araya gelmesi ile oluşmuş tek yönlü ve yönü algılanabilen varsayımsal parçacık 3 ALAN Noktalardan oluşmuş en ve boy olarak algılanabilen varsayımsal parçadır. 4 HACİM En,boy ve yüksekliği algılanabilen varsayımsal parça 5 UZAY-ZAMAN En,boy ve yüksekliği algılanabilen ve ard arda gerçekleşen her algılamada varlığını muhafaza eden varsayımsal olmayan parça. İlk 3 tanımlamanın varsayımsal olmasının sebebi var oluş kabullerinin kurmaca olmasından dolayıdır.Evrende algılanabilen en küçük nokta diye birşey bulunmaz,bu tanımın yapılmasının sebebi birşeyi anlayabilmek için onu parçalarına ayırmamız gerek

FIGHT OR FLIGHT

''insan canını yakan şeyden kaçar,geçmişte olsa bile'' Tüm canlılar tehdit olarak algıladıkları şeyi etkisiz kılma eğlimindedirler,bu etkisiz kılma tehtidi ortadan kaldırma biçiminde olabileceği gibi tehditten uzaklaşma şeklinde de uygulanabilir.Temel amaç canlı için tehlike arz eden durumun ortaya çıkmasını önlemektir. Canlı açık bir tehdit ile karşılaştığında yada tehlikeye ait bilgi kendisine ulaştığında bir karar verir kaçar yada savaşır. Bu davranışın temel sebebi organizmayı tehdit eden şeyden kurtulmaktır.Bu tehdit biyolojik olabileceği gibi psikolojikte olabilir.Sevmediği bir kişi ile karşılaşan insanın onu bulunduğu ortama girmekten kaçınmasındaki temel sebep psikolojik durumuna karşı oluşan tehtidi ortadan kaldırmaktır.Bu temel olarak ''Acıdan (rahatsızlık veren konforu bozan durumdan) kaçınma'' eyleminin ifadesidir.Hoşunuza gitmeyen sizi rahatsız eden yada rahatsız edeceğini düşündüğünüz durumun içine girmekten uzak

DON KİŞOT

Üç kelime ile başlıyoruz:Rutin,heyecan,macera   Rutin,alışılagelen,sıradanlaşan detaylı bir ifade ile belirli sürelerde aynı yada çok benzer biçimde tekrar eden şeyler için kullanılır.Rutin bir ''güven'' ifadesi olmasının yanı sıra,gerçekleşen şeyin beklentiye uygun olarak meydana geldiğini ve meydana geleceğini ifade etme biçimidir. Rutin,''sürekli aynı biçimde tekrar etmesi'' nedeni ile insan üzerinde psikolojik yada fiziksel anlamda bir değişikliğe sebep olmamaktadır.Hayatı boyunca çok fazla uçak görmemiş bir  insan ile havaalanında çalışan kişinin içinde bulunduğu durum gibi,yada kulağına daha önce hiç küpe takmamış biri ile kulağına hergün küpe takan kişinin  durumlarında olduğu gibi. (kulağına ilk kez küpe takan birinde hem fiziksel olarak kulağının delinmesi gerekecek hemde psikolojik olarak daha önce yaşamadığı bir oluş içine girecektir.) Rutin,verdiği bu güven duygusunun yanında,belirli bir sürenin ardından mevcut duruma adaptasyondan

FRANKENSTEİN

    ''Ceset parçalarından oluşturulmuş bir vücuda hayat vermek''    1861 tarihli fantastik roman; gerçek ceset parçalarından oluşturduğu bir vücuda hayat veren Victor Frankestein adlı bir tıp öğrencisinin başından geçenleri konu alsada bizim frankesteinlerimız bundan biraz farklı, Ölü karşıtı olan canlı kavramı, çok geniş kapsamlı olsada en temel anlamda çevresi ile etkileşim halinde olan biyolojik varlıkları tanımlamak için kullanılabilmektedir.Yani bir şeyin  canlı sayılabilmesi için biyolojik bir organizasyon ve çevre ile etkileşiminin olması gerekmektedir.Etkileşim temel olarak çevresel etkilere uygun tepkiler geliştirme biçiminde ele alınabilir.Bir şey bu iki özelliğede sahip değilse yada bu iki özelliğide yitirdiyse ölü yada kimliğe sahip bir  biyolojik varlıksa''ceset'' olarak adlandırılabilir. İnsan biyolojik bir varlık olup çevresi ile etkileşim halindedir ve bu sağladığı etkileşim ile adreslendirilmiş bir kimliğinde sah

NESNENİN ANLAMI

Nesne etkileşim içine girmezse ''bilgi''akışı ortaya çıkmaz. Etkileşim sahip olunan sensörlerin imkan verdiği sınırlar dahilinde algılanarak yorumlanabilir. Görme;nesneye çarpan ışığın ''görüntü yorumlayıcılara'' bilgi sağlayan sensörlere ulaşması ile ortaya çıkan durumu tanımlar. Işık nesneye ulaştığında bir bölümü nesne tarafından soğrulur,bir bölümü nesneden yansır ve bir bölümüde nesnenin saydanlık/opaklık oranı çerçevesinde içinden geçer. Nesneye ulaşan ışık nesneyi oluşturan parçacıklar ile etkileşime girerek onların hızlarını arttırır,bu durum nesnenin ısısının artmasına sebep olur. Etkileşim sonucu nesneden sensöre yansıyan ışığın frekans ve dalga boyu nesnenin yorumu sonucu ortaya çıkan rengi oluşturur.Nesnenin parçaları ile etkileşime geçtikten sonra yoluna devam eden ışık miktarı nesnenin saydamlığını belirler.Nesne parçacıkları ile etkileşime giren ışığın frekansı değişmez ancak dalga boyu azalır. Elektromanyetik dalga  ve par