Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2016 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

YALNIZLIĞIN KANUNU:ENTROPİ

''Birleşik olan herşey sonunda çözülür'' Budha    Enerji,bir sistemin ''iş yapma kapasitesi''dir. Termodinamik bu kapasitenin sistem içindeki aktarımı ve dönüşümünü açıklar.Termodinamik 4 temel yasa etrafında şekillenir.    Birinci yasaya göre ; izole bir sistem içindeki enerji miktarı asla değişmez,enerji yaratılamaz ve yok edilemez sadece bir formdan başka bir forma dönüşür.    Varlık,ilk ortaya çıktığı andan  bu yana evrenimizde bulunan enerji miktarı değişmemiştir,Büyük patlamada ''sıfır hacim'' durumunda bulunan evren ile bugün yaklaşık büyüklüğü 13.7 milyar ışık yıla ulaşmış olan evrenin barındırdığı ''enerji'' aynıdır.Bu enerji 13,7 milyar yıl içinde sayısız dönüşümler geçirmiş,bugün zamanı oluşturan hareketin sürekliliğini sağlamıştır.Ancak bu dönüşüm esnasında başka bir kanun devreye girmektedir.Enerji,mükemmellikten uzak olarak,bir formdan başka bir forma dönüşürken kayba uğrar.Değişmez miktarda enerj

SETI

SETI  ( Search for Extra-Terrestrial Intelligence ;  Dünya Dışı Akıllı Yaşam Araştırması ) 1971 Yılında Nasa tarafından başlatılan projenin amacı en özet hali ile  dünya dışında bulunması muhtemel ''zeka''ya ait iletişim izlerinin araştırılmasıdır. Çalışmanın bilim-kurgu yönüne bakılmaksızın odaklanması gerekilen kelime ise '' Intelligence'' '' Zeki/Akıllı'',yani SETI organizasyonunun aradığı şey doğrudan bir ''canlı formu'' değil ;algılayabilen,algıladığını anlamlandırabilen,öğrenme ve öğrendiğinden yararlanabilme kabiliyetlerine sahip adapte olabilen ve sorunlar karşısında çözüm geliştirebilen etkileşimli bir yapının izlerini bulmaya çalışıyorlar.    Bildiğimiz anlamda yaşama elverişli gezegenlerde oluşacak basit yada kompleks yapılı canlıların peşinde değiller,bir mars ineği,bir jupiter terliksisi yada bir satürn tavuğu aramıyorlar,anlayan,anlatan,uygulayan ,ifade edebilen ve teknolojisi ile evrende bir iz

BİLİNÇ

Bilinç ; tekilsellik deneyimi       Varolana ait sahip olduğumuz tüm bilgi özneldir,beş duyu organımız ile bize ulaşan her bilgiyi daha önceden sahip olduğumuz bilgileri referans alarak yorumlarız biri "kırmızı" dediğinde zihnimizde oluşan kırmızı kavramı yada olgusu tamamen bize aittir,bu kavramın yada iç gözlemin dışarıya tam olarak aktarma imkanımız bulunmaz.Aynı şekilde çevremizdeki insanlarıda bu şekilde tanımlarız onlar hakkında bildiklerimiz yada bildigimiz sandığımız şeyler "kişisel/öznel yorumlarımızdan fazlası değildir.Herkeste varolduğunu kabul ettiğimiz tüm duygular ve düşünceler aslında bize özeldir.Kimse bizim gibi acı cekemez, tatlı olan sey sadece bizim için tatlıdır,sıkıldığımızda,üzüldüğümüzde, yorulduğumuzda yada mutlu olduğumuzda deneyimlediğimiz şey sadece bize özeldir.Çünkü insan  aksini iddaa etsede "mutlak bir yanlızlık" içinde varolur.     Bu öznel farkındalığı bize yaşatan şey bilincimizdir,bilincin tam anlamıyl

THE GOOD,THE BAD AND THE UGLY

''İyi,Kötü ve Çirkin.Peki kime göre ?'' 1966 yapımı ''İyi,kötü ve çirkin'' filminin yönetmeni italyan  Sergio Leone'dir.Bizi ilgilendiren şey bu filmin konusu değil elbette filme ismini veren kavramlar, İyi,TDK sözlüğündeki ilk anlamı istenilen beğenilen nitelikleri taşıyandır,ayrıca çok,aşırı,uğurlu,hayırlı gibi farklı anlamlarında bulunmaktadır.Ve tabiki kötünün karşıtıdır,yani istenmeyen hoşa gitmeyen şeyin. Yani bir şeyin iyi olup olmadığını belirleyen yegane unsur beklentilere dolayısı ile çıkarlara uygun olması,bir olay olgu yada durumu çıkarlara ve gelecek beklentilerine uygun ise o ''iyi'' olarak nitelenir.Genel olarak insanların çoğunluğunu  beklenti ve çıkarlarına uygun ise bu evrensel olarak iyi olarak nitelenmektedir.İşte bu sebeple ''cinayet''yani dar anlamı ile insan öldürmek kötüdür,çünkü insan ölmek istemez,ölmek onun ve genel olarak toplumun beklenti ve çıkarları ile örtüşmez.Bu s

RORSCHACH

''Başka kimse yok sadece,biziz''   " İnsan yağıyla ağırlaşmış dumanın arasından gökyüzüne baktım ve Tanrı orada yoktu.Soğuk, boğucu ve karanlık bir sonsuzluğa doğru gidiyor ve biz yanlızız.Yaşamlarımızı yaşıyoruz çünkü yapacak daha iyi birşey bulamıyoruz.Mantiğı sonra uyduruyoruz.Karanlıkta doğuyor ve kendimiz kadar cehennemlik çocuklar yapıyor ve karanlığa gidiyoruz.Başka birşey yok.Varoluş rastgele. Uzun süre baktıktan sonra başka bir anlamı yok.Bizim yüklemeyi tercih ettiğimizden başka bir manaya sahip değil.Bu dümensiz dünya muğlak metafiziksel güçler tarafından şekillendirilmiyor.Çocukları öldüren Tanrı değil.Alın yazısı onları kasap gibi kesmiyor,Kader onlarla köpekleri beslemiyor.Biziz.Sadece biz..." Rorschach/WATCHMEN( A.Moore )

SİNGULARİTY POİNT (TEKİLLİK NOKTASI)

SİNGULARİTY POİNT (TEKİLLİK NOKTASI) ‘’ Geleceği tahmin etmenin en iyi yolu onu yaratmaktır. ‘’ Peter F. Drucker Sin g ularity;Bing bang teorisine göre her şeyin başlangıcı olan nokta,sonsuz kütle sıfır hacim durumu.İnsan oğlu gelişen teknolojisi ile yeni bir başlangıca doğru hızla yol almakta. "İnsanlık olarak  önümüzde iki seçenek var. Dünyaya geldiğimiz beden ve teknoloji sayesinde ulaşabileceğimiz kusursuz! beden. İnsan iskeletindeki kemiklerin malzemesi iyi değil. Çelik çok daha iyi. Çok etkin işleyen mekanik hücreler yakın gelecekte doğal hücrelerin yerini alacak. Bedene yerleştirilen yapay kol, bacak gibi organlar doğan uzuvlardan daha güçlü ve dayanıklı’’ Ray Kurzweil(gelecek bilimci) Teknolojik ilerleme, artan bir hızla yol alıyor. Bunu kısıtlayan, insanın kendisi. Yüzyıllardır çok değişmemiş olan, insan beyninin zeka seviyesi. Oysa bilişimin ve diğer teknolojilerin artan güçlerinin kullanımı ile, sonunda insandan daha zeki olan bir makine yapmak mü

JUNO & DİLEK AĞACI

''Dilek ağacına bağlanan bez parçaları,dallara takılan nazar boncukları,dolanan parlak teller yada anlamsız çerçöp gibi yaşadığımız her tecrübe...'' ''Juno'' Roma mitolojisindeki baş tanrı jupiterin kız kardeşi ve eşidir.Yunan mitolojisindeki Hera'ya karşılık gelir.Yaratıcı gücü,gençliği ve hayatı sembolize eder.Bugün juno kardeşi ve aynı zamanda eşi olan  Jupiter(Tanrıların kralı)'e kavuştu.2011'de başlayan yolculuk yaklaşık 3 milyar km'lik mesafenin ardından yapay uydunun( Bkz.Juno Görevi ) gezegenin yörüngesine giriş yapmasının ardından farklı bir aşamaya taşındı,mitolojide Tanrıların Kralının gerçek yüzünü gören işbirlikçisi ve kötülüklerini icraa etmek için  maşası konumunda olan juno bu kez varoluşa ışık tutması için sırları insanlığa aktaracak. Binlerce yıllık bilgi birikimimiz ile oluşturduğumuz bir Robot 'u yaşadığımız gezegenden 3 milyar km uzağa gönderdik yada en azından bir kısmımız bunu başarabildi.Robotun her bir

BEZ BEBEKLER

''Aslında kimseyi tanımayız;Onlar içlerini varsayımlarımızla doldurduğumuz bez bebeklerimizdir sadece''     Bir ''şey''e ait sahip olduğumuz algı ,o şeyin bizdeki imajını oluşturur bu tamamiyle kişisel bir etiketlemedir.İnsan bebeklik döneminden itibaren biriktirmeye başladığı ve içsel dünya modelini şekillendirdiği deneyimleriyle karşılaştığı herşey hakkında bir yargı ortaya koyar.Bunun sebebi onu içsel dünya modeline eklemenin tek yolunun bu olmasıdır.Karşılaştığı herşeyi etiketler ve modelde uygun olan yere yerleştirir.Bu etiketleme kimi zaman geçmiş deneyimlere dayanırken kimi zaman tamamen varsayımsaldır. Kırmızı bir çilek gördüğünde ,geçmiş deneyimleri ona çileğin ''tatlı''  olduğunu söyler ve çilek ''tatlı'' imajı ile içsel dünya modelinde yerini alır,çilek gerçekten tatlı mıdır?Bunun artık bir önemi yoktur o ''tatlı'' imajına sahiptir ve bu imajı ona yükleyen tarafından öyle olduğu varsayı

DEAD OR ALIVE

''Avusturyalı Bilim adamı Schröndiner'in bir kutuda bulunan ve kapak açılmadan ölü mü diri mi olduğu bilinmeyen kedisi'' Kedi aynı anda hem ölü hemde diri olabiliyorsa ortada iki kedi vardır ,belkide aynı kutuya bakıp farklı şeyler gören iki gözlemci.    Hayatta her olay başka bir olayın sebebini ,arkapılanını yada altyapısını oluşturur.Cam bir bardağı yüksek bir yerden atarsanız yada düşürürseniz iki ihtimal sözkonusudur bardak kırılır yada bardak kırılmaz,bardağın düşmesi fizik kuralları ile ilgiliyken bardağın kırılıp kırılmaması tamamen olasılıksaldır.Düşen bardakta iki olasılık sözkonusudur ve biz kendi gerçekliğimizde bu olasılıklardan sadece birini deneyimleyebiliriz.Bu bizim gerçeklik  örüntümüzü yada algımızı oluşturur.Bardağın kırılmış yada kırılmamış  olması artık bizim gerçeğimizdir.Bir köpek yavrusu almamız,markete girmemiz,araba kazası yapmamız gibi her olay başka bir olaya eklenir kusursuz bir zincir oluşur. Gerçekleşmeyen diğer olasılıklar n

SEÇİM & RASTGELELİLİK

''Seçim yok,irade yok sadece sanş sadece bir denk geliş.'' Seçmek ,benzerleri arasında iyi olanı,hoşa gideni veya üstün olanı  almak yada yararlanmak için bir kenara ayırmak. Rastgelelilik ,herhangi bir irade yada tercihe dayanmadan meydana gelme. Kadın ve erkek, canlılık özelliklerinin temel gereği olarak genlerini sonraki nesile transfer etmek ve mevcut süreci devam ettirmek amacı ile üreme süreci konusunda tercihlerini ortaya koyarak ''çocuk sahibi olmak'' amacı ile çiftleşirler.Bu çiftleşme başarılı olduğu taktirde 280 günlük bir süreç içinde ''insan bebeği'' dünyaya gelir. Ebebeynlerin  23' er kromozonluk katkıları ile ortaya çıkacak olan bu yeni yavrunun özellikleri konusunda  bir seçim şansı bulunmaz,oysa bebek daha dünyaya gözlerini açmadan önce onu sevmeye başlamışlardır. sevgi ,bir kimseye yada bir şeye karşı bağımlılık gösterme yakınlık duyma halidir. Oysa daha doğmamış çocuklarını sevmeye başlayan ebebeynler

BİR BÜTÜNÜN PARÇASI

''Varoluş amacını merak eden insan,gözlerinin önünde akıp giden cevabı göremez'' Kafaları kurcalayan bir soru?Neden varım,varoluş amacım ne,ne yapmak için dünyaya geldim? Bu soruya cevap vermek için soruyu öznellikten çıkarmamız gerekir,benim değil bizim.Peki 'Biz' kimiz?İnsanlar mı hayvanlar mı yoksa tüm canlılar mı? İnsan ''gerçeği'' anlamlandırabilmek parçalara ayırsada gerçek tamamiyle bir bütündür,parçalanamaz.İnsanın bir amacı varsa veranda da bulunan sardunyalarında bir amacı vardır,bir köpeğin kuyruğunda yaşayan pirelerinde;Ve bu amaç ortaktır,tüm evrimsel süreçlerin ve mekanizmaların varolmasının sebebi bu amaçtır.''Canlı kalmak''    Ancak burda açıklık getirilmesi gereken konu bir hücrenin yada belirli özelliklere veya türe sahip bir organizmanın canlı kalması değil.Moleküler düzeyde evrimleşen ve zaman içinde daha iyiye ulaşan ''yaşam programı''nın devamının sağlanmasıdır.Bu programın kulla

DEADLOCK ''Ölümcül Kilitlenme''

' 'Aynı anda gerçekleştirilmesi mümkün olmayan eylemler,hareketi durdurur.' ' İnsan,sonraki anda sonsuz olasılıklar barındıran evrende kararlarını tek bir kıstasa göre alma eğilimindedir ''fayda'',ancak bu sonsuz doyumsuzluk arzusu bir şeyle sınırlanır ''karşılıklı çıkarlar''. Kişi bir konuda karar alırken bu kararın sağlayacağı fayda kadar içinde bulunduğu toplumun diğer aktörleri ile olan ilişkilerinide gözönüne almak zorundadır.Oyun teorisine göre ''en iyi kararı'' almanın yolu diğerlerinin kararlarını öngörmekten geçer.Oyunun nihai amacı ''denge'' durumuna ulaşmaktır,Denge durumu karar alan her aktörün sağladığı faydayı maksimize ettiği durumdur ki bu gerçek dışı bir tanımlamadır.Karar alıcılar sağladıkları faydayı en yüksek seviyeye çıkarmak için diğerlerinden daha iyi kararlar almak zorundadırlar.Kazanmak isteyen diğerlerini geride bırakmak zorundadır,canlılıktaki ilerlemeyi sağlayan '

HAYATIN ANLAMI

'' Cevabın bir türlü bulunamamasının sebebi ortada bir sorunun olmaması' ''     Belki de felsefe/düşünme tarihinin en kadim sorusu;Hayatın anlamı nedir?Sebep-sonuç örüntüsü şeklinde yapılanmış evren içinde insan olgular ve olaylar arası ilişkileri yorumlayarak,dış dünyayı algılamasına imkan veren şeye ulaşır yani anlama.Anlam insan için tüm gerçekliğin özüdür.Birşeyin insan için ''var'' kabul edilebilmesinin yegane kıstası onun ''anlamlandırılabilir'' olmasıdır.Aslında tüm gerçeklik anlamdan ibarettir.   İnsan evrenin her noktasında gördüğü bu sebep-sonuç örüntüsünü kendi varoluşunada uygulamak onu anlamlandırmak ister.İnsana göre herşeyin bir anlamı olduğu gibi kendi hayatınında bir anlamı olmalıdır.Varoluşunun yada daha net bir ifade ile ''bu özel yaratılmışlığının'' mutlak biçimde bir amacı olmalıdır.Çünkü insan tüm geri kalan varoluşa göre kendisini farklı bir yere koyar öncelikle canlıdır,tüm cansızl

DALGA,MUTLULUK & MASAL

''Mutluluk,devrimdir'' ''Abidin DİNO'' Mutluluk ''Bütün özlemlere eksiksiz ve sürekli olarak ulaşmaktan duyulan kıvanç durumu,ongunluk,kut,saadet'' Mutlu olma durumu insan için bir ''ödüllendirme mekanizması''dır.İnsan kurguladığı bir amaca ulaştığında yada kendisinin genel beklentilerine uygun şartlar içine girdiğinde melatonin,serotonin ve endorfin hormonlarının çeşitli kombinasyonları  ile bir tatmin ve iç denge durumuna girer.Bu ''geçici'' iç denge durumu mutluluk olarak tanımlanır,beklenti ve tatmin büyüklüğüne göre çok farklı şiddetlerde gerçekleşebilir,Şiddeti genlik olarak tanımlanabilir ve genellikle beklentinin büyüklüğü ile doğru orantılıdır. Dalga dolayısı ile mutluluk sürekli kılınamaz,salınım sıklığı yani frekansı arttırılabilir.Masalların aksine ''ömürlerinin sonuna kadar mutlu yaşadılar '' cümlesi gerçek hayatı tanımlamaktan çok uzaktır.Dalga boyu dalganın ma

REPLİKA

' 'Yürüyen Cesetler'' Doğduğundan beri aynı şehirde yaşamak. Ölmek için bir kenara atılana kadar yıllarca aynı işte çalışmak. Aynı şeyleri yapmak. Aynı şeyleri yemek. Aynı şeylere inanmak Eve hergün aynı yoldan gidip gelmek. Hep aynı insanlarla bir arada olmak. Ve aynı kişiyle bir ömür geçirmek. İstikrar :Kararlılık,denge,stabilizasyon. Değişime kapalılık ;muhafazakarlık. Eğitim sisteminin temel amacı;toplum için ideal olduğu düşünülen bireylerin yetiştirilmesi,öğretmenin kendi kopyalarını yaratması;tüm öğrenciler orjinal örneğin bir replikası Doğum,yaşam,ölüm. Kısır döngü :'' Aynı olumsuz sonucu veren, çözüm getirmeyen durumların tekrarlanması'' Hayatın anlamı:Gereksiz bir soru. DOĞUM Beslenme ve bakım evresi Çocukluk, okula başlayana kadar kısa bir özgürlük çağı,okul ile birlikte büyük fotokopi makinesine beyaz bir kağıt olarak giriş,kalitesiz karbon ve acı verici bir basım süreci,yapılmak istenenin kötü bir kopyas